Ama erkek arkadaşım iki dilim kontrfile alıp kapına gelince... | Open Subtitles | ولكن صديقي يأتي عند عتبة بابك ومعه بضع أضلاع لحم |
kapına yemek bırakmayacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | واعدك اننى لن اترك اطباق على عتبة بابك مرة اخرى. |
İki gün sonra paket kapınıza gelir. | TED | وبعد يومين، تصل هذه الطلبية إلى عتبة بابك |
Yanlızca 30 dakika içinde bir sepet dolusu şeyi en az 4.000 ürünlü bir stoktan kapınıza kadar getiriyorlar. | TED | فهم يقومون بتوصيل سلة كاملة من المنتجات من بين 4,000 رقم تعريفي للمنتج إلى عتبة بابك في خلال 30 دقيقة. |
Görsel olarak yaptığın her şey butona basmanla beraber bir hafta sonra kapında oluyor. | TED | وبالتالي مهما يكن تصميمك عملياً تنقر على الزر ستظهر على عتبة بابك بعد أسبوع. |
Kapınızda karşınıza çıksa onu seyreder misiniz? | Open Subtitles | انه اذا اتى الفتى على عتبة بابك انك ستعطي نفسك بعض الوقت لمشاهدته |
Hayır, ancak, O kapının önünde belirince... ..doğru zaman oldu. | Open Subtitles | لا.. كان فقط مناسبا لتخبرني عندما ظهرت عند عتبة بابك |
Sanki biri bunu biliyormuş da kapının önüne bırakmış gibi. | Open Subtitles | وكأن شخص ما كان يعرف هذا وتركني عِند عتبة بابك |
On'a kadar sayıyorum, çıkmazsan... Tüm dönem boyunca kapına 'idrar atımı'nda bulunacağım! | Open Subtitles | إن لم تخرج بعد العد إلى عشرة سأتبول على عتبة بابك طوال الفصل الدراسي |
Sonra ihtiyarı kapına getireceğim. | Open Subtitles | و أنّي لم أجد أيّ أحد و سأحضرُ الرجل العجوز إلى عتبة بابك |
Sonra ihtiyarı kapına getireceğim. | Open Subtitles | و بعدها أحضر العجوز إلى عتبة بابك عندها تستطيع قتله |
- Bak sana söylüyorum bir gün çizburger yemekten şişmanlamış halimle sarhoş olup kapına gelir de sevişmek istersem... | Open Subtitles | فقط أقول عندما يوما ما أكون سكران على عتبة بابك وبدين من أكل الشيزبرغر وأطلب ممارسة الجنس معكِ |
kapına gelmemde hoş ya da etkileyici bir şey olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن ظهوري على عتبة بابك لم يكن ظريفاً ولا أخاذاً |
Tamam partiden 1 saat önce onu kapınıza bırakırım | Open Subtitles | حسنا نعم سآتي بها الى عتبة بابك ، استعد للاستمتاع |
Komşularının kapınıza tekrar bir polis geldiğini görmelerini istemeyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتك لا تريدين جيرانكِ أن يروا شرطياً عند عتبة بابك ثانية |
Bütün öğünler önceden hazırlanıyor ve kapınıza getiriliyor. | Open Subtitles | كل الوجبات مخطط لها مسبقاً و يتم تسليمها إلى عتبة بابك |
O tuşa bastığında, hemen kapında olacağım. | Open Subtitles | عندما تضغط علي هذا الزر فستجدني عند عتبة بابك |
Beni bir süre misafir edersen öyle kızacak ki soluğu senin kapında alacak. | Open Subtitles | اسمع, إذا ساعدتني قليلاً, سيغضبها ذلك جداً وستعود إلى عتبة بابك في رمشة عين |
Mm-hmm. Yavru köpekleri 30 dakika ve ya daha az Kapınızda. | Open Subtitles | جِراءٌ عند عتبة بابك خلال 30 دقيقة أو أقل. |
O sıçanı yere koy da kapının önünde de ezeyim seni. | Open Subtitles | ضع ذلك الفأر أرضًا، وسأحطمك على عتبة بابك. |