Rakiplerin bir avuç yaşlı kadın ve manyak tipse kazandırmaz. | Open Subtitles | ليس إن كان منافسيك عبارة عن عجائز و غريبي الأطوار |
Daha sonra ırk ve sınıfın etkileriyle birleşmekte. İşte bu yüzden de dünyanın her yerinde yoksulların en yoksulu yaşlı siyahi kadınlar olmakta. | TED | والتأثيرات تتضاعف أكثر حسب العرق والطبقة، لهذا السبب، في كل مكان في العالم، أفقر الفقراء هم نساء عجائز ملونين. |
#Bu öykü, ailemdeki yaşlı kimseler tarafından yıllar boyu bana anlatıldı. | Open Subtitles | هذه القصة تم روايتها لي طوال سنوات من قبل من هم عجائز في أسرتنا |
Masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar onun yüzünden kurban oldu. | Open Subtitles | نساء, اطفال و عجائز بريئين كانوا من ضحاياه |
Bütün komşular toplandı, yaşlı kilise kokonaları, vs... | Open Subtitles | خرج الحي كله للجنازة، حتى عجائز الكنيسة القديمة |
Şimdi her dört kişiden biri yaşlı. | Open Subtitles | النا س كانوا دوما شبابا . الآن الكل أصبح عجائز |
yaşlı bayanların partisinden kurtulmanın yolunu bulamadınız bir türlü. | Open Subtitles | أنتما لايمكنكما أيجاد طريقكما في حفلة عجائز |
- Phionix San Francisco - Bilirsin işte.. Melanoma'daki yaşlı insanlar, harika sushi ve depresif kadınlar | Open Subtitles | اشخاص عجائز و طفرات يفضلون السوشى و النساء المحبطات |
Ben fener bekçilerinin... sarı yağmurluklu, uzun beyaz çizmeli yaşlı adamlar olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | بأنمراقبيالفنار. هم رجال عجائز في المعاطف المطرية الصفراءِ باللحى البيضاء الطويلة. |
yaşlı adamların, yaşlı kadınlarla yatakta oynaşmaya çalıştığını sanabilirsiniz ama yarısında burum tam tersidir. | Open Subtitles | وانت تظن انهم سيكونون رجال عجائز ينامون مع نساء عجائز, ولكن نصف المرات يصير العكس. |
Etrafta bir sürü yaşlı, hamile kaltak dolaşıp duramaz. | Open Subtitles | لا استطيع السماح لمجموعة عجائز وحُمل ساقطات يتجولون |
yaşlı ve çirkin birer büyücü olarak doğmuşlardır ve ziyaretçilerden hoşlanmazlar. | Open Subtitles | إنهم عجائز شمطاء منذ لحظة والدتهم، ولا يطيقون الزوّار. |
Güvenlik, sadece birkaç yaşlı av köpeği ve alçak bir taş duvarla sağlanıyor. | Open Subtitles | نظام آمنه يعتمد على كلاب حراسة عجائز وسياج حجري قصير. |
Hepsi büyük arka bahçelere sahip dışarı nadiren çıkabilen yaşlı insanlar. | Open Subtitles | إذاَ ؟ كلهم عجائز بساحات كبيرة بالكاد يخرجون منها |
Kendimizi bir grup yaşlı adamın mutlu sonlarıyla meşgul eder miyiz? | Open Subtitles | هل نريد احتجاز انفسنا مع عجائز لديهم نهايات سعيدة؟ |
Üzerinize bir takım elbise geçirip, bu partiye gelecek ve yaptığınız araştırmaları oradaki yaşlı insanlara açıklayacaksınız yoksa yemin ederim, Slumdog Millionaire'deki küçük çocuğa yaptıkları gibi sıcak kaşıkla sizi kör ederim. | Open Subtitles | ستلبس بدلة رسمية وستأتي لهذه الحفلة وستشرح بحثك لعدة عجائز |
Tüm hayatını yaşlı adamlardan emir alarak geçirmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست بحاجة لأن تعيش طوال حياتك تتلقى الأوامر من رجال عجائز |
yaşlılar ve çocuklar dövülüp vuruldu. | Open Subtitles | عجائز وأطفال, تم ضربهم وإطلاق النار عليهم. |
Çocuğun teki bana ters ters bakıp duruyor yaşlılar bağırıp çağırıyor. | Open Subtitles | هناك طفلة ترمقني بالنظرات المشمئزة وهناك عجائز يصرخون علي، بينما لا أعرف أين أنتِ |
Kavgalar, flörtler, eski anılarını anlatan ayyaş yaşlılar. | Open Subtitles | شجارات، مغازلات، عجائز يمزجون رواياتهم الأليمة بالثمالة. |
Öyle şeyler için çok yaşlıyız biz. | Open Subtitles | نحن عجائز لهكذا نوع من تلك الأشياء. |
Bundan böyle beş çocuğumuzla birlikte yaşlanabiliriz. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً سنصير عجائز سويا مع أطفالنا الخمسة |