Bitap bir ihtiyar gibi gölgelerden fısıldamak yerine gerçekte istediğin hep bu değil miydi? | Open Subtitles | لطالما أردت هذا حقًا، أليس كذلك؟ بدلًا من أن تكون عجوزًا لا طائل منه |
- Hector şu an rakipleri düşünüyor ama şoför ihtiyar bir herif derse... | Open Subtitles | لكن إذا سمع السائق يقول أن رجلًا عجوزًا... |
Ve pazarda karşılaştığı ihtiyar, onu ikna etmiş takasa, inek karşılığı... | Open Subtitles | "التقى في السوق عجوزًا أقنعه بمقايضة بقرته ببعض من..." |
Öldü işte! Çünkü yaşlıydı! | Open Subtitles | ،مات وحسب لأنه كان عجوزًا |
Derisi bozulmuş ve yaşlıydı. Ne demeye getiriyorsun? | Open Subtitles | -جلده كان عجوزًا ومجعّد . |
Ama öğretmen siyah takım elbiseli yaşlı bir adam görmüş. | Open Subtitles | لكن المعلمة رأت رجلًا عجوزًا في حلّة داكنة اللون |
- Diş Perisi olarak ölmeyeceksin. Mutsuz, kalp krizinden ölen ihtiyar herifin teki olacaksın. | Open Subtitles | لن تموت بوصفكَ (جنيّ الأسنان) بل ستموت عجوزًا حزينًا... |
Kimseye güvenmediğin için üzgün ve yalnız yaşlı bir adam olarak öleceksin. | Open Subtitles | سوف تموت رجلاً عجوزًا وحيدًا لأنك لا تثق بأحد |
Çocuklarım doğru şeyi yapmak için bu kadar nefret dolu... ve gururlu yaşlı bir pislik yüzünden ölmeyecekler. | Open Subtitles | كلا، لن يموت ابناي لأن عجوزًا نذلًا لديه كبرياء يمنعه من فعل الصواب. |