2 hafta önce, garsonluk yaptığı restoran'dan kayıp başvurusunda bulunulmuş. | Open Subtitles | في عداد المفقودين منذ اسبوعين من المطعم حيث كانت نادلة |
Ölü öğrenci, kayıp kadın, polis yanlış yerde arıyor, masum birini suçluyor | Open Subtitles | أموات من كلا الجنسين .. نساء في عداد المفقودين .. و الشرطة |
Bu çocukların resmi olarak kayıp ilan edilmesine 24 saat kaldı. | Open Subtitles | لدينا 24 ساعة حتى أولئك الأطفال تصنف قانونا في عداد المفقودين. |
Görünüşe göre düğün hediyelerinden biri eksik. | Open Subtitles | يبدو أننا في عداد المفقودين هدية الزفاف أيضا. |
Görevde kayboldu görünüyor. Yarın yine gel. | Open Subtitles | أنا آسف, هو في عداد المفقودين في العمليات عليك العودة غدا |
O kayıp olduğu sürece kaç kişinin hayatının tehlikede olduğunu hesaplamak mümkün değil. | Open Subtitles | طالما انها في عداد المفقودين ليس هناك طريقة لحساب عدد الاشخاص المعرضين للخطر |
Hapishane altı mahkûmun kayıp olduğunu söyledi gardiyanlardan birinin de silahı eksikmiş. | Open Subtitles | ،حددت الإصلاحية وجود ستة سجناء في عداد المفقودين و مسدس الحارس مفقود |
Böylece polis yöresel kayıp ilanlarını, ulusal kayıp ilanlarını ve bağlantılı olabilecek kazaları araştırmaya başladı. | TED | فبدأت الشرطة البحث بين عداد المفقودين على الصعيد المحلي، والصعيد الوطني، والبحث عن حوادث قد تكون مرتبطة. |
Yakın zamanlı bir New York Times analizi ülke çapında 1.5 milyon siyahi erkeğin kayıp olduğunu duyurdu. | TED | أثبتت تحليل حديث بصحيفة نيويورك تايمز بأن 1.5 مليون شخص من ذوي البشرة السوداء هم في عداد المفقودين. |
Marie, eğer kayıp dört birimin buradaysa | Open Subtitles | ماري، إذا كان لديك أربعة في عداد المفقودين نقاط هنا |
Onu kayıp ilan eden ve kuzeni tarafından doldurulmuş bir dosya var elimizde. | Open Subtitles | لدينا تقرير هنا، قام بطلبه ابن عمها يقول إنها في عداد المفقودين |
Ama şuna dikkat çekmeliyim ki 2.6 milyon dolar hala kayıp. | Open Subtitles | ولكن استمعوا الى هذا ، لا تزال 2.6 مليون دولار في عداد المفقودين |
Ana babalar kayıp, ölü, bulunamıyor. | Open Subtitles | نعم, اباء في عداد المفقودين , موتي, ضائعين |
kayıp olarak bildirildin,öldüğün varsayıldı. | Open Subtitles | و تعتبر في عداد المفقودين ، المتوقع موتهم |
Köpeği vuruldu, kendisi de kayıp. | Open Subtitles | قتل صاحبة الكلب وأنها في عداد المفقودين. |
eksik olan tek şey var gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسنا , يبدو أن شيئا واحدا فقط ليكون في عداد المفقودين |
Bir oyuncunuz eksik koç. | Open Subtitles | كنت في عداد المفقودين لاعب واحد, مدرب. كريج شيلو. |
Ve bu sabah kayboldu. | Open Subtitles | و اعتبارا من صباح اليوم هو في عداد المفقودين |
Önce kaybolan insanlarla ilgili belgeleri doldurmalıyız. | Open Subtitles | يمكننا أن نبدأ في ملء شكل لها بأنه شخص في عداد المفقودين لإعطاء، |
Bu kızlardan bazıları bir süre kaybolmuş ama daha sonra, zarar görmeden geri dönmüşler. | Open Subtitles | ذهب بعض من هؤلاء الفتيات لفترة من الوقت في عداد المفقودين لكنهم عادوا سالمين |
Başka bir tanesi o dönemde kayıplara karıştı ama hala cesedi bulunamadı. | Open Subtitles | و امرأة في عداد المفقودين لكنها الوحيدة التي لم يُعـــثر عليــها بعد |
Carmelo Patane. Elbette! Afrika'da kaybolduğu açıklanmıştı. | Open Subtitles | كارميلو باتاني , بالطبع في عداد المفقودين في إفريقيا |
İki saat önce ölmüş ama görünüşe göre iki gündür kayıpmış. | Open Subtitles | كان وقت وفاته قبل ساعتين، ولكن يبدو انه كان في عداد المفقودين لمدة يومين تقريبا. |
Deterjanı koyuyorum ve sen bunu kaçırıyorsun.. | Open Subtitles | حسنا، أنا سكب المنظفات. كنت في عداد المفقودين ذلك. |
kaybolduğunu bu sabah fark ettim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتى أنه كان في عداد المفقودين حتى صباح اليوم. |
Kızım kayıptı. | Open Subtitles | كيف يمكنني مساعدتك؟ وابنتي في عداد المفقودين |
Eğer kardeşin kaybolursa, ortaya çıkacağını düşündüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد أنك قد تظهر إذا كانت أختك في عداد المفقودين |
"Altın Kızlar"ı bunun yüzünden kaçırıyorum. | Open Subtitles | أنا في عداد المفقودين بنات الذهبي لهذا الغرض. |