Ya da yarın bu zamanlar tekrardan İspanyol düşmanın olacağım. | Open Subtitles | وإلّا في نفس هذا الوقت غداً، سأكون عدوّك الأسباني مجدداً |
Kendini lanet olası düşmanın kadar iyi tanıdığın vakit bin defa da karşılaşsanız hep sen yenersin. | Open Subtitles | اعرفي نفسك بالشكل الذي تعرفين به عدوّك اللعين.. وعندها فقط تستطيعين الفوز ألف مرة في حرب |
Vahşi doğada bir ayı ile karşılaşırsan düşmanın olup olmadığını anlamak için doğrudan gözlerinin içine bakman gerek. | Open Subtitles | إذا ألفَيتَ دبـّاً في البراريّ, أمعنّ النّظَر نَحو عينيه. عليكَ أن تعرف ما إذا كان عدوّك. |
Düşmanını şaşırtmak ve devre dışı bırakmak için kör etmek. - Klasik. | Open Subtitles | إصابة عدوّك بالعمي لتُحيّره وتُضعفه هذا كلاسيكي |
Ben düşmanınız değilim, burada size 24 saat teknik destek veren, sevimli dostunuz Donnie'yim, bayım. | Open Subtitles | أقول لك، سيّدي، هذا ليس خطّ هاتف من هذا النّوع. أنا لست عدوّك. أنا دوني فقط، |
Düşmanının eliyle ölmek varken, öz çocuklarının eliyle ölmek üzücü, değil mi? | Open Subtitles | أليس من المحزن أن تموت ليس بيد عدوّك, لكنّ بيد طفلك ؟ |
Sevgilinizi veya düşmanınızı tanıdığınızı sanmanız onları hiç tanımadığınızı kabul etmekten daha aldatıcı olabilir. | TED | الظن بأنك تعرف حبيبك أو عدوّك يمكن أن شعوراً أكثر غدراً من اعترافك بأنك لن تعرفهم أبداً |
Görünen o ki düşmanın henüz barış yapmaya hazır değilmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ عدوّك ليس مُستعدّاً لعقد هُدنة بعد. |
Bunu bir kampanya mitingine dönüştür. Başkanı düşmanın yap. | Open Subtitles | اجعلهم تجمعًا انتخابيا اجعل الرئيس عدوّك |
Eğer bu bir savaş ise, ben de düşmanın isem neden şimdi silahını çıkarıp beni vurmuyorsun? | Open Subtitles | حسناً، إن كانت هناك حرب جارية، وأنا عدوّك في هذه الحرب فلماذا لا تخرج مسدساً وتطلق عليّ النار الآن؟ |
düşmanın gözünden görmek istiyorsanız, onların tarafını tutmanız gerekir. | Open Subtitles | عليكِ أن تقفي بجانب عدوّك إذا كنتِ سترين الأمور كما يروها هم. |
Sanırım senin düşmanın olmak için programlanmışım. | Open Subtitles | أنا مبرمج لأكون عدوّك |
Bu gece ben senin tek düşmanın değilim.. | Open Subtitles | لستُ عدوّك هذه الليلة. |
Evet, senin düşmanın da buna dahil. | Open Subtitles | نعم، و بينهم عدوّك |
O seni görmeden önce Düşmanını gör, evlât. | Open Subtitles | لترى عدوّك ، قبل أن يراك هو ، أيّها الفتى |
Sana söyledim, eğer içindeki karanlık aydınlıktan daha kuvvetliyse Düşmanını güçlendirmekten başka bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | قلت لك إن كانت الظلمة فيك أعظم من الضيّ فإنّك لن تزيد عدوّك إلّا قوّة، رأيتَ ما بداخلك، صحيح؟ |
Düşmanını tanı oğlum. | Open Subtitles | اعرف عدوّك يا بنيّ. |
En büyük düşmanınız da sizin için aynı kaderi planlıyor olabilir. | Open Subtitles | قد يكون عدوّك الألد يحيك لك نفس المصير. |
Ama ben o değilim. düşmanınız da değilim. | Open Subtitles | لكنّي رجل مستقلّ، ولستُ عدوّك. |
düşmanınız dostunuz olmuştur. | Open Subtitles | ويصبح عدوّك صديقاً لك |
Düşmanının elinden değil de, çoçuğunun elinden ölmek üzücü değil mi? | Open Subtitles | أليس من المحزن أن تموت ليس بيد عدوّك, لكنّ بيد طفلك ؟ |
Sen onu arkasından bıçakladıktan sonra baş Düşmanının ele geçirdiği kardeşin. | Open Subtitles | الذي يحوزه عدوّك البائد بعدما طعنته في ظهره. |
Ancak savaşta, kan kulaklarınıza vurduğunda ve düşmanınızı kovalarken bile, siz amacınıza ulaşmadan önce daha akıllı birinin çıkıp sizi durduracağı ümidi vardır. | Open Subtitles | لكن ، في الحرب حتى عندما يُغرق الدمّ آذانك , وتُطارد عدوّك فهناك أمل أنّ عقول راجحة عنك ستوقفك |