Temizlik zamanında çok sayıda büyücü onu korumak için öldü. | Open Subtitles | في يوم التطهير، سحرة عظام عديدون ماتوا وهم يحاولون حمايتها |
Inancımız şu ki bir kişinin hareketleri çok şey değiştirebilir, ama herkesin bir araya gelmesi dünyayı değiştirebilir. | TED | أنها مبنية على إعتقادنا بأن عمل شخص واحد يمكن أن يغير الكثير، لكن اعمال اشخاص عديدون سوياً ككتلة يمكن أن يغير العالم. |
Bunu, Zevk Galaksisinden getirmek için çok adam hayatını kaybetti. | Open Subtitles | رجال عديدون قضوا نحبهم لكى يجلبوه الى هنا من المجرة الاخرى |
Hey, bizim de yolda çok fazla dostumuz olmadı. | Open Subtitles | و نحن أيضا لم يكن لدينا أصدقاء عديدون بالمثل |
Bu akşam pek çok konuğumuz var. Hey, şu gözlerini kapatmana bir kez daha tanık olabilir miyiz? | Open Subtitles | لدينا أفراد عديدون من الجماعة هنا الليلة، هل لنا بلقطة أخيرة لعينكَ وهي تغمض؟ |
İkisi de gereksiz diyen çok oldu. | Open Subtitles | وقال عديدون أنّـنا لم نكن بحاجة إلى كلاهما. |
Artı, burası sizin gibi çok fazla müşteri çekmiyor. | Open Subtitles | كما أن هذا المكان لا يقصده زبائن عديدون مثلكِ |
Sarayda ölmeni isteyen çok fazla kişi var. | Open Subtitles | هناك اشخاص عديدون في القصر يردونك ميتا |
Tess gittiğinden beri çok fazla editör değiştirdikte. | Open Subtitles | الآنسة (لين) نوعية يعتاد المرء عليها. الأمر أنّه منذ اختفاء (تيس)، مرّ بنا رؤساء تحرير عديدون. |
Birden çok talip var. | Open Subtitles | لدينا مزايدون عديدون |
- çok fazla düşmanım var Nick. | Open Subtitles | لديّ أعداء عديدون يا (نيك). |