Drakula Şatosu'na vardığımda, bir cenaze arabası hızla çıkıp gitti. | Open Subtitles | عندكا ذهبت لقلعه دراكيولا مرت عربه بسرعه خلال البوابه |
Birkaç kilometre öteden geçen at arabası adeta tüm bedenimi sarsıyordu. | Open Subtitles | صوت عربه تسير علي بعد اميال , كانت تهز كياني |
Elinde bir zil ve çocukların cesetlerini taşımak için bir el arabası vardır. | Open Subtitles | قيل يدق جرس وله عربه حيث قالو انه يضع جثث الأطفال |
Kadının kaçtığı bot bulunmuş. Güneye arabayla kaçtığı düşünülüyor. | Open Subtitles | تم العثور على قارب المرأة الهاربه ويعتقد انها استقلت عربه تجاه الجنوب |
Bay Rynders'ın arabasını Painted Post'tun bir mil aşağısına kadar takip ettim. | Open Subtitles | تعقبت عربه السيد "ريندر." سيدى . قرابه ميل من المعسكر الملون |
Savaş arabasıyla yıldırımlar saçarak, ateş püskürterek birdenbire ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد جائت من السماء فى عربه حربيه 8 00: 01: 30,037 |
Duvardan atlamış. Hiçbir aracı yok. | Open Subtitles | قفز على الحائط، لاتوجد عربه هناك |
Hemen acil müdahele arabası ve tekerlekli sandalye istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج الى عربه الاسعاف و الى نقاله ما هذا؟ |
İptal edildi. Bitti. Artık posta arabası yok efendim. | Open Subtitles | انها دمرت، توقفت . لم يعد هناك عربه |
- Üç hizmetçi ve bir tane at arabası alacaksın | Open Subtitles | سيكون لديك ثلاثه من الخدم ستشترى عربه |
Nefes alamıyor. Acil durum arabası getirin. | Open Subtitles | لا تستطيع التنفّس , أحضروا عربه الإنعاش |
Minibüsle el arabası da kiraladım. | Open Subtitles | وانا بالفعل استأجرت شاحنه و عربه |
Acil müdahale arabası ve şok cihazını getirin. | Open Subtitles | .جينا أحضري عربه الطورائ و مزيل الرجفان |
Ama babam golf arabası patlamasında öldü demiştin. | Open Subtitles | لكنك قلت ان ابي مات في انفجار عربه غولف! |
Kadın eşyalarıyla dolu bir yük arabası! | Open Subtitles | اجل، عربه مليئه بالنساء |
Buraya bir arabayla falan getirilmiş. | Open Subtitles | نُقلت إلي هنا في عربه أو ما يشبه |
Buraya bir arabayla falan getirilmiş. | Open Subtitles | نُقلت إلي هنا في عربه أو ما يشبه |
Düşündüm de, eğer bir iki gün bu kasabada bekleyeceksen belki atını alıp diğer kasabaya gider ve bir arabayla dönerim, hep birlikte kurtuluruz. | Open Subtitles | حسناً ،كنت أفكر بما أنك سوف تمكث هنا فى المدينه بضعة أيام. ربما ،كنت سأستعير حصانك وأذهب للمدينه المجاوره. لكى أحضر عربه ونخرج جميعاً من هنا. |
Küçük köpekle, küçük yarış arabasını yarıştırıyor köpeği de küçük el arabasında taşıyordu. | Open Subtitles | ولقد إنتقل بسيارته عن طريق عربه اليد .. |
Şerif, bu adam oğlumun arabasını almış. | Open Subtitles | ايها الشريف.. هذا الرجل عنده عربه ابنى |
1891'de, John William Lambert, iki kişilik arabasıyla bağlama kazığına çarptı, böylece bu olay Amerikan tarihine ilk araba kazası olarak geçti. | Open Subtitles | 1891 جون ويليام لامبارت قام بتحطيم عربه الجازولين التى تقودها الدواب خاصته الى استوقاف أخر |
Saint-Denis'den geri dönüyordum Mary'nin arabasıyla karşılaştım. | Open Subtitles | .وانا عائد من القديس دينيس صادفت عربه ماري |
- Eğlence hizmet aracı yaklaşıyor. | Open Subtitles | هناك عربه تقترب |