Şehri Sethi'ye olan sevgimden yapacağım, Mısır tahtı için değil. | Open Subtitles | سأبني مدينة لمحبتي في سيثي و ليس لرغبتي في عرش مصر |
Şehri Sethi'ye olan sevgimden yapacağım, Mısır tahtı için değil. | Open Subtitles | سأبني مدينة لمحبتي في سيثي و ليس لرغبتي في عرش مصر |
Yakında Dar Deniz'i geçecek ve babanızın tahtını geri alacaksınız. | Open Subtitles | قريباً ستخرج من مملكة عبر البحر الضيق وستسترد عرش والدك |
Ölümüm için nasıl dua ettiklerini beni yerin altında görmeye ve papalık tahtına İspanyalı birini getirmemeye nasıl yemin ettiklerini duydum. | Open Subtitles | كيف كانوا يصلون من أجل موتي و أقسموا أن يدفنوني و لن يكون هنالك على عرش الباباوي من العرق الأسباني أبداً |
Disari kosup,bana ;bir taht,tac ve bir asa almani istiyorum,cunki ben Kralim. | Open Subtitles | أريد ان تهرع للخارج وتجلب لي عرش وصولجان وتاج ، لأني الملك |
Majesteleri Don Luis'i, yani Portekiz tahtının varisi ve İmparator'un eşi Isabella'nın kardeşini öneriyor. | Open Subtitles | سموه دون لويس وريث عرش البرتغال وشقيق زوجة الامبراطور ، ايزابيلا |
Benim yanımda tahta oturmadan önce doğurgan olup olmadığını göreceğiz. | Open Subtitles | وسنعلم أنك خصبة قبل أن تجلسي على أي عرش قربي |
Bizans imparatorunun, halkı huzura kabul ettiğinde görüşme süresince ziyaretçileri dehşet içinde bırakarak havada gizemli bir şekilde yükselen bir tahtı varmış. | Open Subtitles | كان إمبراطور بيزنطة حين يستقبل الناس يجلس على عرش و أثناء الحوار كان يرتفع بطريقة غامضة لكى يثير الزعر بين الزوار |
Şayet bu işle El Temur'un güvenini kazanırsam Koryo tahtı benim olacak. | Open Subtitles | إذا إستطعتٌ أن أكسب ثقة رئيس الوزراء يل تيمور عرش كوريو سيكون مِلكي |
Elizabeth , İngiltere tahtı doğuştan kardeşinin hakkı! | Open Subtitles | أنه حقه منذ الولادة، إليزابيث، عرش إنكلترا |
Şu sıralar Dar Deniz'i geçiyor babasının tahtını almayı umuyor. | Open Subtitles | وهي تبحر الآن عبر البحر الضيق آمله استعادة عرش والدها |
Yıllar önce, Jason'ın amcası Pelias, Jason'ın büyük babasının tahtını insafsızca gasp etti. | TED | قبل ذلك بسنين، كان بيلياسُ، عمُ جاسون، قد اغتصب بفجاجة عرش ثيساليا من جَد جاسون. |
Görüyor musunuz, 200 yıl önce, ailem İngiltere tahtını miras almalıydı, ama bir kenara atıldık. | Open Subtitles | انظر منذو 200 عام انقضت كان على عائلتي ان ترث عرش انجلترا الكنهم القوة جانباً |
Mae, pirinçten tahtına oturmuş, o zevksiz arabayla anacaddeden geçerken... gülümseyerek herkese selam veriyor ve bütün serserilere öpücük dağıtıyordu. | Open Subtitles | و هى تجلس على عرش نحاسى و تركب بابتذال و تطفو عبر شارع مينز تبتسم و تنحنى و تنثر القبلات لكل الحثالة الواقفون فى الشارع |
Mae, pirinçten tahtına oturmuş, o zevksiz arabayla anacaddeden geçerken... gülümseyerek herkese selam veriyor ve bütün serserilere öpücük dağıtıyordu. | Open Subtitles | و هى تجلس على عرش نحاسى و تركب بابتذال و تطفو عبر شارع مينز تبتسم و تنحنى و تنثر القبلات لكل الحثالة الواقفون فى الشارع |
Krallığın yasal varisi olan Kraliçemiz, tahtına çıkmıştır. | Open Subtitles | إجعلوا الملكة الشرعية تجلس على عرش مملكة القدس |
Komik, sandalyeyi taht gibi kullanıyor ve kendini kasıtlı olarak aşağıdan görüntüleyerek çerçeve içinde güç ve hakimiyet sahibi oluyor. | Open Subtitles | ذلك مضحك انه يستخدم الكرسي كأنه عرش و هو يصور نفسه متعمدا من زاوية منخفضة ليعطي نفسه القوة والسيطرة في الصورة |
Neden ona bir taht ya da taç falan vermiyor ki? | Open Subtitles | لماذا لا يعطيها بالمرة عرش و تاج |
Lütfen Doom'un tahtının altına patlayıcı ok atacak olanın ben olduğumu söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنها ليست تفجير سهم متفجر مباشرة تحت عرش دووم |
Orada onu, Yiyecek Tanrı ve Tanrıçası yıkadı, tüylü bir tahta oturttu ve başının etrafına kırmızı bir şerit sardı. | TED | وهناك غسله إله وإلهة الرزق وأجلساه على عرش من الريش، وعصبا رأسه بعصابةٍ حمراء. |
Bütün gün tahtta oturmaktan daha sıkıcı bir şey düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تَتَخيَّلُ شيئاً أكثرُ مللاً مِن الجلوس على عرش طوال اليوم؟ |
Benim atalarım, büyük bir ülkenin tahtında otururken seninkiler hala yerlerde sürünüp, böceklerle besleniyordu | Open Subtitles | لقد اعتلى أجدادى عرش بلد عظيم بينما كان أجدادك يزحفون على أيديهم و ركبتيهم ليأكلوا الحشرات و الديدان |
Gece yıldızların tacı, karanlık ise unutkanlığın cübbesi. | Open Subtitles | الليله عرش النجوم و الغموض فى رداء النسيان |
Bu hikâyenin hiçbir versiyonunda senin üzerine çıkıp oturabileceğin bir tahtın yok. | Open Subtitles | ليس هناك عرش. لا يوجد مثل هذه الأشياء هنا، عندما تصل لمسعاك. |
Ptolemy'nin çocuğu, Mısır'ın kraliçesi, Kleopatra'nın, tacını koruyup, kollayacağını garanti ederim. | Open Subtitles | في حفظ و صون عرش كليوبترا ابنه بتلومي. و ملكه مصر |
Khande Rao'yu babasının tahtından indirdiğimde, senin büyük tutkun başarısızlığa uğramadı mı? | Open Subtitles | أنت تعرف هل وضعت كانديراو على عرش أبيه من أجل طموحك , لأخذلك الآن؟ |
Yeğenin elimde ve onu Kapatek-Anahuac tahtıyla değiş tokuş edeceğim. | Open Subtitles | إبنة أخيك هنا وسوف أقايضها مُقابل عرش "كاباتيك - آناهواك" |
tahtındaki yasal yerini alacak, ve geliştirilmiş demiryolu sistemimiz sayesinde, | Open Subtitles | , على عرش مملكة الأرض , وشكرا إلى نظام سكتنا الحديدية المحدث |