Oraya gitti. Kurumsal bir şirketten iş teklifi aldı bu yaz. O yüzden orada şimdi. | Open Subtitles | حصلت على عرض عمل الشركات باردة هذا الصيف، حتى انها هناك. |
İş teklifin var. Herkes iş teklifi alabilir. | Open Subtitles | انت حصلت على عرض عمل اى شخص يمكنه ان يحصل على عرض عمل |
Daha önce New York'daydım, ama LA'den iş teklifi geldi ve bende bir denemenin zamanı geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت في نيويورك لكن حصلت على عرض عمل في لوس أنجيلوس وأظن أنه الوقت لآخذ فرصتي |
Liz, bir iş teklifim var bence abin içinde olmak isteyecektir. | Open Subtitles | ليز يوجد لدي عرض عمل واعتقد انك أخيك سيكون مهتما به |
Şey, olabildiğince olsun, oturmanızı isterdim Çünkü seninle tartışmak için bir iş teklifim var. | Open Subtitles | رغم ذلك، أتمنى أن تجلسي لأن لدي عرض عمل أريد مناقشته معك |
Bunun ciddi bir teklif olduğunu düşündüğüm için kariyerimden vaz geçtim. | Open Subtitles | لقد تخلّيتُ عن عملي لأنني ظننتُ أنّه عرض عمل حقيقي |
Bir iş teklifi almış. Onu şu anda kaybetmeyi göze alamam.Şu an olmaz. | Open Subtitles | جاءها عرض عمل آخر لم أتمكن من خسارتها، ليس الآن |
Babam çok iyi bir iş teklifi aldığı için Tennessee'den buraya taşındık ve ekonomi bozulunca, son gireni ilk önce çıkartıyorlar. | Open Subtitles | لقد أنتقلنا إلى هنا من تينيسي كما تعلم لأن أبي حصل على عرض عمل مغري وافلست الشركة لذا فآخر شخص توظف هو أول شخص يغادر |
Bir hakaretle birlikte gelen iş teklifi gibisi yoktur. | Open Subtitles | للموسم القادم لا شيء يماثل عرض عمل ملفوف بإهانة |
Aslında hayır. New York'tan iyi bir iş teklifi aldım.. | Open Subtitles | في الواقع، كلا، حصلت على عرض عمل رائع في "نيويورك". |
Denver'daki bir pastaneyi işletmem için ilginç bir iş teklifi geldi. | Open Subtitles | لذا لديّ عرض عمل مغري لفتح مخبز في دينفر |
Olay şu. Ben çok iyi bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | لدي امر اود ان اخبركم به لقد حصلت على عرض عمل |
Fakat şirket iflas bayrağını çekince daha iyi bir iş teklifi bağladım. | Open Subtitles | أنتهى بي الأمر بالحصول على عرض عمل أفضل. |
- Evet. Oradan bir iş teklifi aldı ve ben de ailemi çok özlüyorum. | Open Subtitles | حصلتُ على عرض عمل هناك، وقد اشتقتُ للوطن كثيراً. |
San Francisco'dan iş teklifi almıştım ama o kadar eğleniyorduk ki taşınacağımı içkilerimiz bitene kadar söylememeye karar verdim. | Open Subtitles | كنت قد حصلت على عرض عمل في سان فرانسيسكو لكننا كنا نمضي وقتاً ممتعاً لذلك قررت أن انتظر لأخبركِ أنني سأنتقل |
Çalıştığımız insanlarla konuşup Rahip Tim için bir iş teklifi götürüp götüremeyeceklerini öğrenelim dedik. | Open Subtitles | فكرنا اننا نستطيع ان نتحدث الى الجماعة من العمل وربما يستطيعون ان يجدوا للقس تيم عرض عمل |
Bu yüzden, başka bir şirketten kalıcı, tam zamanlı bir iş teklifi almasına rağmen, şansını bu stajyerlikten yana kullanmayı ve en iyi sonuca ulaşmayı umdu. | TED | ذلك على الرغم من وجود عرض عمل آخر لها في شركة أخرى بوظيفة دائمة بدوام كامل، قررت أن تأخذ فرصتها مع هذا التدريب و طمحت بما هو أفضل. |
İlgileneceğini düşündüğüm bir iş teklifim var. | Open Subtitles | لدي عرض عمل أعتقد بانه سيهتم به كثيرا |
Sana bir defaya mahsus olacak bir iş teklifim var düşük riskli ve ikimizin de yararına bir anlaşma. | Open Subtitles | لديّ عرض عمل من أجلك، يدوم لمرة واحدة فحسب -مخاطرة صغيرة، ومنفعة متبادلة |
Ayrılmadan önce, senin için bir iş teklifim var. | Open Subtitles | قبل أن تذهب لدي عرض عمل صغير لك |
Daha iyi bir teklif aldı ve ben onu engelleyecek değilim. | Open Subtitles | ،تلقت عرض عمل أفضل .ولن أقف في طريقها |
Dua sırasında sana bir iş teklifinde bulundum, fark ettiysen. | Open Subtitles | على اي حال استارلينج ذلك كان عرض عمل لى في العياده |