Mor sıvı gerçeğini kaldıramayacaklarını biliyordum ve beni haklı çıkardılar. | Open Subtitles | عرفت أنهم عاجزون عن تقبّل الحقيقة بشأن السائل الأرجواني، وأثبتوا أنني على حق |
Geleceklerini biliyordum ve olayı şansa bırakmadım. | Open Subtitles | عرفت أنهم سيأتون ولم أنوي المخاطرة |
- Amanita? 18 numaralı odada olduğunu biliyordum. Bütün odaları denedim. | Open Subtitles | "عرفت أنهم يحتجزونك بالطابق 18 لذا حاولت الاتصال بكل الغرف" |
Yani telefon görüşmemizi dinleyeceklerini biliyordun. | Open Subtitles | إذن فأنت.. عرفت أنهم سيتنصتون على مكالمتنا |
İnanamıyorum. Burada olacaklarını biliyordun. Bu yüzden akşamüstü beni buraya getirdin. | Open Subtitles | يا إلهي, لقد عرفت أنهم سيكونون هنا لهذا جلبتني لهنا من قبل |
Bunu yapacaklarını nerden biliyordun? | Open Subtitles | كيف عرفت أنهم سيفعلون ذلك ؟ |
Yapacaklarını biliyordum. | TED | عرفت أنهم سيفعلون. |
Çukçiler Siberya'ya özgü son eskimolar. Duyduğum, çok nadir fotoğraflarını gördüğüm insanlardı ama orada olduklarını biliyordum. Bir rehberle iletişime geçtim ve rehber dedi ki, "Çok şahane bir kabile var. Sadece 40 kişi kaldılar. | TED | والشوكتشيز هم آخر جماعات الانويت الأصليين في سيبيريا وهم أشخاص كنت قد سمعت بهم، ولكنني لم أرى بحياتي صوراً لهم، لكنني عرفت أنهم هناك، كنت على توصل مع ذلك المرشد، قال لي ذلك المرشد، هناك تقطن تلك الفبيلة الرائعة. |
Seni yakalayacaklarını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنهم سيمسكون بك |
- Hepsini yakalayamadıklarını biliyordum. | Open Subtitles | -لقد عرفت أنهم لم يقتلوها كلها بعد |
Memnun olmadıklarını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنهم لم يكتفوا بذلك |
Orada olacaklarını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنهم سيكونون هناك |
Onu öldürdüklerini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنهم قتلوها |
Alacaklarını ne biliyordun? | Open Subtitles | كيف عرفت أنهم سيأتون لأخذها؟ |
Ve sen de bunu yaptıklarını biliyordun. Bugün öğrendim. | Open Subtitles | وأنت عرفت أنهم فعلوا هذا؟ |
Ekstazi olduklarını nereden biliyordun? | Open Subtitles | كيف عرفت أنهم كانوا أكستاسي؟ |