Ablukanın içinden zırhlı birlik geçirerek Sovyetlerin kararlılığını test etmek istedi. | Open Subtitles | أراد اختبار عزيمة السوفيت بتسيير موكب مسلّح من خلال منطقة الحصار |
Leningrad çok geçmeden yeni ekibin kararlılığını hissetti. | Open Subtitles | ( عـن قريب ستشعر ( ليـنـنجـراد بمدى قوة عزيمة القياده الجديده |
Ama Konfederasyon kararlılığını güçlendirecektir. | Open Subtitles | سوى تقوية عزيمة الأتحاد |
Çok kararlı bir hanım. Büyükanneni neden bana gönderdin? | Open Subtitles | لديها عزيمة قوية ولكن لماذا أرسلتها هى لرؤيتي؟ |
Pek bir şeyim olmayabilir ama benim gibi kararlı birini zor bulursun. | Open Subtitles | قد لا يكون عندي الكثير لكني املك عزيمة أكثر من أي رجل يمكن ان تقابله |
Onlar "B "sınıfı oyuncular ve B sınıfı oyuncular "A" sınıfı oyuncuları hayal kırıklığına uğratır. | Open Subtitles | فهم اللاعبون الإحتياطيون والإحتياطيون يثبطون عزيمة الأساسيين |
Onlar "B "sınıfı oyuncular ve B sınıfı oyuncular "A" sınıfı oyuncuları hayal kırıklığına uğratır. | Open Subtitles | فهم اللاعبون الإحتياطيون والإحتياطيون يثبطون عزيمة الأساسيين |
Çin'in kararlılığını meydan olanlar | Open Subtitles | الذين يتحدون عزيمة الصين |
Çin'in kararlılığını meydan olanlar | Open Subtitles | من يتحدون عزيمة الصين |
Tanıdığım en kararlı kızı görüyorum. | Open Subtitles | أرى أكثر فتاة مصممة وذات عزيمة رأيتها في حياتي |
Yorgun ama kararlı. Çelişkili. | Open Subtitles | لكنه صاحب عزيمة ومتناقض |