akşam yemeği hazırlayacak kadar erken dönemeyebilirim. | Open Subtitles | لن أتمكن من العودة بالوقت المناسب لأعد عشائها |
Evet, ama bu onun kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği. | Open Subtitles | نعم .. ولكن هذا فطورها و غدائها و عشائها |
Bu, son akşam yemeği. Para saçıyor. | Open Subtitles | وأصلع، هذا عشائها الأخير، ستنفق كل ما لديها |
Kızkardeşinin bugün ilk komünyonu var. | Open Subtitles | أختها الصّغرى عملت عشائها الروحي اليوم . |
Ona, yemek yapmak ve okula göndermek için çok fazla sarhoşlardı. | Open Subtitles | كانا يسكران جداً عن إيقاظها للمدرسة و صنع عشائها |
Charlie... Geçen hafta akşam yemeğini berbat ettim diye bana bozulmuştur. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد غاضبه لأنني أفسدت حفلة عشائها الأسبوع الماضي |
Bak, bunlar karımın arkadaşları. Onun akşam yemeği. | Open Subtitles | إستمع، إن هؤلاء أصدقاؤها وحفلة عشائها هى |
İki gün önce birlikte akşam yemeği yedik. Şu an oturduğunuz yerde oturdu. | Open Subtitles | اكل عشائها معنا قبل امس تماما اين انت جالس |
Ailemi akşam yemeği yerken izledim... | Open Subtitles | لقد شاهدت عائلتي تتناول عشائها |
Bayan Potter'a lezzetli akşam yemeği için teşekkür et ama söyle ona, böylesi zengin bir hazza biraz ara vermem lazım. | Open Subtitles | كانت مبهجة. اشكر السيدة (بوتور) على عشائها اللذيذ ولكن أرجو أن تخبرها أنني بحاجة للراحة من المبهجات الدسمة |
Nadine'le onun komünyonu hakkında konuştu sonra bir süre odasında telefonda görüştü ve sekiz civarında çıktı. | Open Subtitles | تكلّمت مع "نادين" عن عشائها الروحي ... ... ثمّ كانت على الهاتف في حجرتها لفترة قليلة . ثمّ غادرت في حوالي الساعة الــ 8 . |
- Birazdan Ona yemek yedirsem iyi olacak. | Open Subtitles | مهلاً، يستحسن أن أحضر وجبة عشائها باكراً. |
Ona yemek yaparım sonra da şöminenin önüne geçeriz. | Open Subtitles | أطهو عشائها وبعدها أضايفها أمام المستوقد -يقال أن هذا رومانسي |
Anne saat daha 4 bile olmadı. Brody dedi ki, küçük hanımefendi akşam yemeğini yürüyüşünden çok önce yemeliymiş yoksa kramp giriyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لقد قال برودي بأن أميرته الصغيرة تحتاج لأكل عشائها قبل وقت طويلة من نزهتها الليلية أو تمرض |
Buraya. Belki de yiyecek kokusu aldı, akşam yemeğini istiyor. | Open Subtitles | ربما أشتمت رائحة طعامها وتريد عشائها. |