"عظمِ" - Traduction Arabe en Turc

• kemiğinden
• kemiği
• kemiğinin
• kemiğini

Sapı köpekbalığı kemiğinden yapılmış.
المقبضَ مصنوع مِنْ عظمِ القرشِ

Sapı köpekbalığı kemiğinden yapılıyor.
المقبضَ مصنوع مِنْ عظمِ القرشِ

Sapı köpekbalığı kemiğinden yapılmıştır.
المقبضَ مصنوع مِنْ عظمِ القرشِ

Bu adamın çene kemiği insanları ilkel korku durumuna çeviriyor olabilir.
هو يُمكنُ أَنْ يَكُونَ بِأَنَّ هذا عظمِ فكّ الرجلِ القوَّة المُنغَمِسة لوَضْع الناسِ في حالة مِنْ الخوف الأساسي.

Çünkü Purcell içeri doğru koşarken gitgide gelişiyordu ve düşündük te bu çene kemiği Briggs'i bir avcıymış gibi hareket etmesini sağlıyor.
لأن بورسيل، هو ما زالَ يَتطوّرُ عندما رَكضَ في، ونحن نَعتقدُ بِأَنَّ هذا عظمِ الفكّ

Ayrıca fibula ve kaval kemiğinin ortasında ve yanlarında da kırıklar var.
وهناك ايضا كسور على طول عظمِ الساق المتوسط والجانبي وعظم الشظية

Ve sonra, aynı mermi tekrar... buraya girmiş, uyluk kemiğinin yassılaştırdığı yer olan bacağına.
وبعد ذلك نفس الرصاصةِ الدَاخِل ثانيةً هنا... في فخذِه حيث عظمِ الفخذ... سطّحَه.

Annem 10 yıl önce uyluk kemiğini kırmıştı, şimdi ise bir tavşan gibi koşabiliyor.
كَسرتْ أمُّي ياقةَ عظمِ الفخذ لديها قبل 10 سنوات والآن، تَرْكضُ.

Bunu köprücük kemiğinden çıkardım.
نزعتُ هاتهِ من عظمِ الترقوة

Bu çene kemiği, o kafanı allak bullak ediyor, anladın mı?
ذلك عظمِ الفكّ، يَعْبثُ برأسكِ، موافقة؟

Bunu kaval kemiğinin içine batırmalıyız.
علينا أن نشدّ هذا على عظمِ القصبة.

Köprücük kemiğinin üstünden.
أعتقد أنه فوق عظمِ ترقوته.

-Köprücük kemiğini görmek istiyorum.
- أُريدُ a يَنْظرُ إلى عظمِ ترقوتها. - نعم.