Oğlum Körfez Savaşı'ndan hasta olarak döndüğünde, o benim cezam oldu. | Open Subtitles | حين رجع إبني مريضاً من حرب الخليج, كانت هذا عقابي. |
Bir şeyleri yanlış yaptığımı ve bunun da benim cezam olduğunu düşünmeye devam ettim. | Open Subtitles | آي إستمرّ بإعتقاد الذي لربّما هو كان شيءا آي عمل خاطئ وبأنّ هذا كان عقابي. |
cezam beni ele geçirmeye devam etti... ve kendimi anlamamı sağlamadı. | Open Subtitles | عقابي يستمر في خداعي و إيهامي ولاأكتسب أي معرفة عميقة عن نفسي |
Tek istediğim biriyle paylaşmak. İçeri girer, Cezamı öder. Kurtulur çıkarım. | Open Subtitles | أردت فقط أن أخبر أحداً بما فعلت أذهب لأتلقي عقابي , وأزيحه عني |
Ve şimdi bunun karşılığında ceza olarak bebek doğana kadar seks yapamayacağım. | Open Subtitles | والآن عقابي أنه لا يمكنني المضاجعة حتىّ ولادة الطفل |
Değer verdiğim birinin canını yakarak beni cezalandırma fırsatına? | Open Subtitles | فرصتك في عقابي عن طريق إيذاء شخصاً ما أهتم لأمره ؟ |
En aşağılayıcı tonunla duymak istiyorum, bu formları doldurmazsam cezam ne olacakmış? | Open Subtitles | أنا أود أن أسمع أكثر تناغمات تلطفك في عقابي الذي سيكون إن لم أملأ هذه الأستمارات |
Geçen hafta bir intikam büyümü geri çektim. Bu da benim cezam. | Open Subtitles | استرديت تعويذة الأسبوع الماضي وهذا عقابي |
Bir şekilde sadece beni cezalandırmayı kabul ettiler. cezam arındırmaydı. | TED | وبطريقة ما وافقوا على عقابي لوحدي وكان عقابي يتمثل بتطهيري وتنقيتي . |
cezam bu olacak. Hayır, hayır, lütfen. | Open Subtitles | سأكون جائعاً اليوم هذا سيكون عقابي |
Şimdiyse cezam, hayatımın geriye kalan her gününde bundan pişmalık duymak. | Open Subtitles | ... والان عقابي هو ندمي على ذلك في كل يوم من حياتي |
Pekala, bu sessizlik benim cezam mı? | Open Subtitles | حسناً,لذا هذا عقابي,العلاج الصامت؟ |
Bunun benim cezam olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أدركتُ الآن أنّ هذا كان عقابي. |
Dersimi aldığıma göre, Kendi Cezamı kendim seçmeliyim,değil mi? | Open Subtitles | إذاً، طالما أكتشفت ذلك بنفسي فيجب أن أختار عقابي بنفسي، أليس كذلك ؟ |
Zamanı gelip her şey bittiğinde Cezamı çekeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت وينتهي كل شيء سأتلقى عقابي |
Yanlış bir şey yaptığımı kabul edip Cezamı çekip yoluma devam edeceğim. | Open Subtitles | سوف أعترف لقد قمت بشيء خاطئ سأخذ عقابي وأمضي قدما |
Siz ikiniz bana ne kadar ceza vereceğinizi düşünürken ben odama gidebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الذهاب لغرفتي بينما أنتما تقرران مدة عقابي ؟ |
- Yani ceza almış bir adam gibi bu hücrede oturup, bu kahveyi içeceğim, satranç oynayacağım. | Open Subtitles | لذا سأجلس في هذه الزنزانة وأشرب هذه القهوّة وألعب الشطرنج . وأتقبّل عقابي كرجل |
Değer verdiğim birinin canını yakarak beni cezalandırma fırsatına? | Open Subtitles | فرصتك في عقابي عن طريق إيذاء شخصاً ما أهتم لأمره ؟ |
Ona sahipken değerini bilemeyecek kadar çelişkide olmamın cezası. | Open Subtitles | عقابي لكوني على خلافٍ بشأن تقديرها حينما كانتْ بين أيدينا. |
Yaşamak benim cezamdı. | Open Subtitles | . بقائي حياً كان عقابي |
...yine de seni cezalandırmak için bir karar verdim. | Open Subtitles | وقد إتخذت قرار بمواصلة عقابي لك |
Eskiden yaptıklarım için cezalandırıldım. | Open Subtitles | لقد ولّت أيام الماضي لقد نلت عقابي على كل ما اقترفته في الماضي |
Ve şimdi de bu günahlarım yüzünden sevdiklerimle cezalandırılıyorum. | Open Subtitles | والآن يتم عقابي بسبب تلك الخطايا وكذلك من أحب. |
cezamın gereğini yerine getirdim. | Open Subtitles | لقد أتممت عقابي |