"عقداً" - Traduction Arabe en Turc

• kontrat
• sözleşme
• anlaşma
• kolye
• kontratı
• sözleşmeyi
• imzaladım
• anlaşması
• anlaştığında

Bir belge filan imzaladın mı, ya da bunları bir yerde yayınlamıyacağına... belirten bir kontrat filan yaptınız mı?
هل وقعتي معه أي أوراق أو هل يملك عقداً معكي يقول فيه أنه لن يقوم بنشر هذه الأشياء؟

Büyük bir magazin basımeviyle yeni bir kontrat imzaladım.
لقد وقعتُ عقداً جديداً للتو معَ دار نشر مجلة رئيسية

Bir Amerikan profesyonel ligi tarafından sözleşme imzalanan ilk Hintli sporculardı.
كانا أول رياضيين من الهند يوقعون عقداً في دوري المحترفين الأمريكي

Sana üç yıllık bir sözleşme ve bugünden başlayarak yılda 25.000 dolar veriyorum.
أنا أعرض عليك عقداً لمدة ثلاث سنوات بقيمة عشرون ألف دولار سنوياً، بدءاً من اليوم

Ve bir aktivist de Batılı bir şirketle imzalanmış bir anlaşma buldu, Mısır güvenlik güçlerine dinleme teknolojilerinin satış anlaşması.
وأحد الناشطين للحقيقة وجد عقداً من شركة غربية لتزويد قوات الأمن المصرية بتقنيات التجسس.

Bunu babası ona vermişti çünkü benimki gibi bir kolye istiyordu.
أعطاه والدها لها لأنها أرادت عقداً كعقدي

Bu durum hoşuma gitmiyor, ama bir yıllık kira kontratı imzaladım.
المكان لا يعجبني وقد وقعت عقداً للإيجار مدته سنة

Şimdi anladığım kadarıyla, sezonun başında oyuncularınız takıma katılmadan önce kontrat imzalamışlar.
الآن، في بداية الفصل أعتقد أنك جعلت كل لاعبوك أن يوقعوا عقداً قبل أن ينضموا إلى الفريق

Bu yüzden bir kontrat hazırladım, kanuna aykırı bir şey yapmadığın müddetçe önümüzdeki 6 ay seni kovamam.
لهذا السبب صغت عقداً مالم تقومي بأي نشاط غير مشروع فلن أستطيع طردك ل6 أشهر القادمة

Yeniden işe başlamak için şirketimle kontrat imzaladı.
بالنهاية وقّع عقداً مع شركتي لاعادة توزيعه.

Cortlandt'ın aynı benim çizdiğim gibi yapılacağına dair sözleşme yapıp imzalamıştık, ben çizimi bu şartla yapmıştım.
أنت أبرمت معى عقداً على أن تبنى الكورتلاند تماماً كما صممتها، أنا صممتها على هذا الشرط فقط

Geçenlerde sekiz milyon sterline sözleşme yaptı.
لقد وقعوا عقداً معه مقابل ثمانية ملايين جنيه

Notlarınızın 2. sayfasında bir anlaşma göreceksiniz.
في الصفحة الثانية من النوتات سترون عقداً

Hayır. Bir anlaşma imzaladın çünkü biri seni zorladı.
لا، عندما توقع عقداً فذلك لأن أحدهم يجبرك على ذلك

Ben yönetici olsaydım, onunla uzun süreli anlaşma yapardım.
إن كنت المدير التنفيذي، لوقّعت معها عقداً طويل المدى

Ayrıca sahte kartlarla satın alınan elmas bir kolye takıyor.
بالإضافه إلى أنها كانت تلبس عقداً ماسياً إشترته بإحدى البطاقات المزيفه

Zili duymazdan gelirsen, sana birde kolye veririm.
إن تجاهلتي هذا فهناك عقداً شبيهاً بالقرط من أجلك

60 bin dolarlık kontratı kabul etmeyecek kadar St. Louis'e onu bu kadar bağlayan şey nedir ki?
ما الشيء المُـــــهم جداً حول علاقاته بسانت لويس لدرجة تجعله يرفض عقداً بستين ألف دولار؟

Sizin takdirinize nezaketen sözleşmeyi size de göndermekten mutluluk duyarım.
سيسعدني أن أقدم لك عقداً إحتجازي يصل إلى سريتك كمجاملة

Peki, bir ay önce, büyük bir ayakkabı şirketiyle büyük bir mukavele imzaladım.
حسناً، منذ شهر وقّعت عقداً كبيراً مع شركة أحذية مهمة

Park Yakuza ile anlaştığında Lee ortadan kayboldu.
عندما ذهب "بارك" ليوقع عقداً مع الـ "ياكوزا", اختفى "لي".