Sel mi? Deprem mi? Bunun mantıklı olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أن هذا غير عقلانيّ |
Yaptıklarımın hiçbirinin mantıklı olduğunu iddia etmiyorum. | Open Subtitles | لستُ أدّعي بأن أيّاً من هذا عقلانيّ. |
Ben mantıklı bir adamım. | Open Subtitles | إنّي رجل عقلانيّ |
Sonra içimde beslediğim her şeyin sıkıca sarıldığım bu duyguların mantıklı bir açıklaması olmadığını anladım. | Open Subtitles | وعندها، أحسست أنّ روحي قد ألقت... بكلّ اعتبار استمسكت به بشدّة كلّ هذه المدّة... وتوصّلت إلى نتيجة مفادها أنّه لا وجود لسبب عقلانيّ في كلّ هذا، ولست بحاجته كذلك |
Başkan mantıklı birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ الرئيس رجلٌ عقلانيّ. |
Walter, mantıklı birine benziyorsun. | Open Subtitles | (والتر)، تبدو كشخص عقلانيّ. |