Bastırılmış bir anısı var. Bilinçaltının derinliklerine inmemiz lazım. | Open Subtitles | انه يعبر عن ذكرياته , نحن يجب ان ندخل عميقا فى عقله الباطن |
Bilinçaltının seni sevdiği biri korumak istediği biri olarak tanımayı öğrendiği yere dolambaçlı yoldan gitmek gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل منعطف يتعلّم فيه عقله الباطن تمييزكِ كشخص حبيب إليه. شخص يرغب بحمايته. |
Sonra da onu Bilinçaltının derinliklerinden çıkarmak için ona rehberlik edecek. | Open Subtitles | ثم يقوم بإرشاده للخروج من أعماق عقله الباطن. |
Rasyonel aklı bilinçaltını reddediyor. | Open Subtitles | عقله الباطن يناقض اللاشعور لديه |
demek ki; yazar bu suçu bilinç altında, o zamanlar planlamış olmalı. | Open Subtitles | و بما يعنى أن الكاتب كان يخطط لجريمته فعلا فى عقله الباطن وقتها |
Bilinçaltının en derin yerlerini kurcaladım. | Open Subtitles | تلاعبت بأعمق جذور عقله الباطن. |
Scott onu Bilinçaltının derinliklerinden çıkarmak için ona rehberlik edecek. | Open Subtitles | سيحاول (سكوت) إرشاده ليخرج من أعماق عقله الباطن. |
- Hayır. Sybil bana Damon'ın bilinçaltını ele geçirerek onu manipüle edebildiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني (سيبل) أنها تلاعبت بـ (دايمُن) عبر غزو عقله الباطن. |
PD Müdürü, bir şeyin bunu kullanarak bilinçaltını başka yöne çevirip etkilemeye çalılştığını söylemişti. | Open Subtitles | المدير (بي سي) قال أن هناك شيء يحاول صرف الأنتباه عقله الباطن بهذا... |
Anılarında değil şu an, bilinç altında değil yani. | Open Subtitles | إنه ليس بداخل ذكرياته أو عقله الباطن |
Eğer bilinç altında seni öyle düşünüyorsa... | Open Subtitles | طالما هذه فكرته عنك في عقله الباطن... |