"عقيدة" - Traduction Arabe en Turc

    • dini
        
    • inanç
        
    • inancı
        
    • Doktrini
        
    • öğretisi
        
    • mezhep
        
    • tarikat
        
    • ilkesini
        
    • ideoloji
        
    • doktrinine
        
    Şeffaflığa olan inanç nerdeyse bir dini inanç düzeyindedir O inanca göre, eğer bir şeye ışık tutarsanız onu daha iyi kılarsınız. TED هي في الغالب عقيدة تؤمن بالشفافية. أنا أؤمن بأنك لو صوبت الضوء على شيء ما، سوف يكون أفضل.
    Dünya'nın insanları tek bir ruhani inancı paylaşmaz. Open Subtitles أهل الأرض لا يتشاركون فى عقيدة روحية واحدة
    Bir strateji olarak Şok Doktrini işlevselliğini devam ettirmek için bizim hiç bir şey bilmediğimizden emin olarak hareket ediyor. Open Subtitles عقيدة الصدمة كأستراتيجية تعتمد على أن لا نعرف بوجودها كى تعمل
    Kilise öğretisi "bir düğün gerçekleşmeden önce anlaşmalı şahısların isimleri alenen art arda üç kez duyurulmalıdır" diyor. Open Subtitles عقيدة الكنيسة تنص أنه قبل حصول أي زواج تنص على أن اسمي طرفي الزواج يجب ان تعلن للملأ ثلاث مرات ...على ثلاث مناسبات
    Her inanç, mezhep, din ve öğreti bu kapıların içinden geçip aynı duygulara ve beklentilere sahip olanları buluyor. Open Subtitles كل طائفة , عقيدة او كنيسة يجبانتمربهذهالابواب لكي تشعر بالانتماء والامل
    Bu seviyelere gelebilmek için, her tarikat kendine has kurallara sahiptir. Open Subtitles لتحقيق هذه المستويات, كل عبادة لديها قناعاتها عقيدة القوانين التي يجب اتباعها.
    Bundan da öte mesleğinin temel ilkesini ihlal ettin. Open Subtitles أكثر بكثير من ذلك انتهكتِ، وعلى معرفة سابقة، عقيدة أساسية في مهنتكِ
    Sebep intikam ya da ideoloji tabanlı olabilir, ama biri ideolojiyi paravan olarak kullanıyor da olabilir. Open Subtitles عن مجموعة أكبر,رغم ذلك. الدافع يمكن أن يكون الثأر, أو مؤسس على عقيدة ما, لكن انتبهوا ,من المحتمل
    Vahabi asileri temel İslam doktrinine dönmeyi önerdi ve 19. yüzyılın başlarında dağlardan inip Mekke ve Medine kutsal şehirlerini Osmanlılardan aldılar. Open Subtitles أراد المتمرّدون الوهابيون العودة إلى لُب عقيدة المسلمين، وفي أوائل ،سنوات القرن الـ19 اندفعوا من المرتفعات
    Benim gibi birçoğumuz bir dini sistem seçeriz ve sonunda yanmamak için dua ederiz. Open Subtitles لا تسنح لنا الفرصة أبداً لرؤية وجهه. ومعظمنا، مثلي، نتخذ عقيدة وندعو ألا ينتهي بنا المطاف نحترق.
    O, İslam'ın bir hukuk dini olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قال أن الإسلام هو عقيدة القانون
    Bir dini yapıları olması güzel. Open Subtitles من الجيد أنهن كانتا تملكان عقيدة
    Bu noktada, Albay'ı olduğu kişi yapan her inanç ve düşünceyle yüz yüze geldi, kendisini bu kurallara göre yargılamaya zorlandı. Open Subtitles و عند تلك اللحظة، عليه أن يواجه كل فكرة و كل عقيدة تمثل الكولنيل أونيل و قد تم إجباره على الحكم على نفسه من هذا المنطلق
    Hayattaki tek inancı, Charlie Kane idi. Open Subtitles لم يكن له عقيدة إلا تشارلي كين في حياته
    Hiçbir inancı olmadan öldü sanırım. Open Subtitles افترض انه مات ولم يكن له عقيدة
    On yıl önce, bu ters süreç hakkında yazdım ve adını "Şok Doktrini" koydum. TED وقد كتبت منذ عشرة أعوام عن هذا التراجع وأسميته "عقيدة الصدمة".
    Lecanto'nun İnsanlık Doktrini, ilk olarak 1590'da basıldı. Open Subtitles ليكانتوس "عقيدة الانسان" أصلي, تم نشره في 1590
    Kilise öğretisi "bir düğün gerçekleşmeden önce anlaşmalı şahısların isimleri alenen art arda üç kez duyurulmalıdır" diyor. Open Subtitles عقيدة الكنيسة تنص أنه قبل حصول أي زواج تنص على أن اسمي طرفي الزواج يجب ان تعلن للملأ ثلاث مرات ...على ثلاث مناسبات
    Babanın öğretisi olan "öldürmeyeceksin"i, en önemli olduğu anda onurlandıracak mısın yoksa kendini kurtarıp, derinlerde bir yerde bizlerin vahşiler olduğunu dünyaya gösterecek misin? Open Subtitles هل ستشرّف عقيدة والدكَ القائلة "لا يجب أن نقتل" عندما تُهّم حقًا، أو ستنقذ نفسكَ وتظهر للعالم أننا بداخلنا، جميعنا برابرة؟
    Sana söylemiştim. Bu bir mezhep. Artık çıkamayız. Open Subtitles لقد أخبرتك، انها عقيدة يجب ألا نفترق
    -Hepsi bu. tarikat değil. -Farklı deli gömlekleri olmalı. Open Subtitles هذا كل شيء ، إنه ليس عقيدة - يجب أن يرتدوا سترات القيد للمجانين -
    Ancak, eğer bu konuşmayı 60 yıl önce yapsaydım, avantajı saldırgana veren yeni uçak ve tank teknolojilerinin nasıl Blitzkrieg ilkesini çok inandırıcı kıldığını ve böylece Avrupa'da savaş olasılığını yarattığını görmüş olacaktık. TED ومع ذلك ، إذا كنا قد تكلمنا بهذا قبل 60 عاما ، ولقد رأينا كيف أن ظهور الطائرات الجديدة وتكنولوجيا الدبابات ، التي تعطي ميزة للمهاجم، جعل عقيدة الحرب الخاطفة موثوقة جدا وبالتالي خلق احتمال نشوب حرب في أوروبا.
    Sonunda, işte benimseyebileceğim bir ideoloji. Open Subtitles أخيراً، تلك عقيدة يمكنني اعتناقها.
    Daha da araştırdıkça, Haggis gördü ki kilise doktrinine göre, homoseksüellik bir hastalıktı ve ancak Hubbard'ın öğretileri bunu iyileştirebilirdi. Open Subtitles بعد مزيدٍ من البحث, اكتشف (هاجيس)... أن عقيدة الكنيسة تعتبر الشذوذ الجنسىّ مرضاً... لا يُعالجه إلّا تعاليم (هابورد).

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus