"علاقات مع" - Traduction Arabe en Turc

    • bağlantıları
        
    • ilişkiye
        
    • bağlantısı
        
    • ilişkisi
        
    • ilişkilerin
        
    Senin safında yer alması gereken iyi bir adam. Sermayeye ait bağlantıları var. Open Subtitles من الجيد أن يكون رجل مثله بجانبك لديه علاقات مع أصحاب رؤوس الأموال
    Herkesle bağlantıları var; kolluk kuvvetlerinde, adli makamlarda belediyede ve çoğu yerde. Open Subtitles لديهم علاقات مع الجميع من قوات إنفاذ القانون، والسلطة القضائية إلى مكتب عمدة المدينة على طول الطريق
    Niye içerideler, Holt ailesiyle bir bağlantıları var mı felan. Open Subtitles أرغب بمعرفة سبب سجنهن و اذا لهن علاقات مع عائلة هولت
    - Bir numaralı kural; hastalarla ilişkiye girme. Open Subtitles قاعدة رقم واحد : لا تتورط فى علاقات مع المرضى
    Tüm Ortadoğu'yu gezmiş. Müslüman Kardeşler ile bağlantısı var. Open Subtitles طاف الشرق الأوسط وكون علاقات مع أخوان مسلمين
    Sömürge hükümetiyle olan yakın ilişkisi sayesinde elektrik bile kullanabiliyoruz. Open Subtitles له علاقات مع الحكومة الاستعمارية و يسمح لنا باستخدام الكهرباء
    Sovyet Büyükelçiliğinde Partiler oluyordu. Kadınlar da geliyordu. Bazı sekreterler ve bazılarıyla ilişkilerin oldu. Open Subtitles كانت لك علاقات مع سكرتيرات السفارة السوفييتية
    Tamam, diğer öğrencilerle, matematikçilerle virüs uzmanlarıyla vesaire bağlantıları arıyoruz, doğru mu? Open Subtitles حسنا, لقد كنا نبحث عن علاقات مع طلاب آخرين, علماء الرياضيات, علماء الفيروسات أو أيا كان إختصاصه, صحيح؟
    Bestecilerin çok bağlantıları vardır, değil mi? Open Subtitles لديك علاقات مع صناع الموسيقى،صحيح؟
    Ofisinde istihbaratla falan bağlantıları olan biri var mı? Open Subtitles أهناك أيّ شخص في مكتبك الذي يعمل... له علاقات مع الإستخبارات أو...
    La Vida Mala'nın El Kaide'yle bağlantıları var. Open Subtitles "لافيدا مالا" لها علاقات مع "القاعدة"
    Polisle bağlantıları olan bir tek sen değilsin. Open Subtitles -لستَ الوحيد الّذي لديه علاقات مع الشرطة .
    Henüz bilmiyoruz. Mikhail Krovoy ve Serena Miller'la da bağlantıları yok. Open Subtitles ليس بعد، ولا علاقات مع (ميخائيل كرويوف) أو (سيرينا ميلر).
    Polis içinde bağlantıları var. Open Subtitles يملك علاقات مع الشرطة.
    Artık gerçek kadınlarla ilişkiye giriyor. Ama yine de zor. Open Subtitles لديه علاقات مع نساء عاقلات الآن لكن الأمر صعب, أنت تعلم
    Sonra da üniversite sınavlarında kopya çekti... ..yılda iki hatta bazen... ..üç farklı erkekle cinsel ilişkiye girdi. Open Subtitles لاحقاً غشت في الأمتحانات الجامعية... أقامت علاقات مع رجلين وأحياناً 3 رجال مختلفين في عام واحد
    Sonra da üniversite sınavlarında kopya çekti yılda iki hatta bazen üç farklı erkekle cinsel ilişkiye girdi. Open Subtitles لاحقاً غشت في الأمتحانات الجامعية... أقامت علاقات مع رجلين وأحياناً 3 رجال مختلفين في عام واحد
    ...şipşak para mı kazanmak istiyor, Bay Kent'i rezil mi etmek istiyor Cumhuriyetçiler Partisi ile bağlantısı var mı? Open Subtitles إذا كانت تريد الحصول على مال بطريقة سريعة أو إذا كانت تريد إحراج السيد كنت أي علاقات مع الحزب الجمهوري
    Çete liderinin CIA ile bağlantısı olduğundan şüpheleniyorduk ama suçlanamadan sıvıştı. - Hatırlıyorum. Open Subtitles اِشتُبه أنّ القائد كان لديه علاقات مع الاِستخبارات المركزيّة، لكنّه اِنصرف قبل أن يُتّهم.
    Rejim'le bağlantısı olan bir Amerikalıya maddi destek sağlanmamız istendi. Open Subtitles طُلب منّا توفير دعم مادي لمواطن أمريكي لديه علاقات مع النظام
    Yapay zekâ ile olan ilişkisi, onun gerçek insanlarla iletişim kurmasını sağlıyor. TED ذلك رجل علاقته بالذكاء الاصطناعي تساعده علي الحصول على علاقات مع أشخاص حقيقيين.
    - Müşterilerinle ilişkilerin var. Bu temayül. Open Subtitles ، لديك علاقات مع عملائك هذا نفوذ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus