Bak. Augustus Harper. Delayney cinayetinin Marvin Beckett'ın hapse girmesiyle bir ilgisi var demek bu. | Open Subtitles | أوغست هيربر, انظر أوغستوس هيربر هذا يعني أن قاتل ديلاني لديه علاقة في ذهاب مارفين بيكيت للسجن |
Ama seçim kampanyamın bu kızın cinayetiyle bir ilgisi varmış gibi göstermenizden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | وأنـا مريض حتى الموت من التدخـل في هـذهـِ الجريمة وليسَ لمخيمي علاقة في مقتل تلك الفتاة |
Gabriel'in zırhlı araç soygunuyla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | سوف اتكلم بالذي تريده جابريل لم يكن له علاقة في سرقة السيارة المصفحة |
Buraya iç çamaşırlarınla gelmenle benim hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لي علاقة في قدومك إلى هنا بملابسك الداخلية |
Yemin ederim ki bu ölen adamla benim bir ilgim yok. | Open Subtitles | اقسم ان ليس علاقة في هذا الرجل الميت لقد تخلصت |
Bunun Xiao-Mei'ye ev işi yaptırmanla bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل لهذا أي علاقة في أنك أعطيت شاوميه) أعمالاً منزلية؟ |
Belki ekmek paramla oynamanın bir ilgisi vardır. Burası serbest piyasa. | Open Subtitles | ربما الامر له علاقة في اعاقة رزقي |
Bunun bana rüzgarla bir ilgisi olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ أن للرياح علاقة في ذلك. |
Tamam, bak, bunun üstünde düşündükçe sınıf arkadaşım Shane'in bununla bir ilgisi olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، انظر، أكثر الذي أفكر فيه، أكثر الذي أفكر هو ان زميلي (شين) ربما له علاقة في هذا. |
Bunun konumuzla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | -ألديك أطفال؟ -ليس لذلك علاقة في الأمر |
Benim olayla bir ilgim olduğunu mu düşünüyorlar? | Open Subtitles | هل يعتقدون أنني لي علاقة في الأمر ؟ |
Olayla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | لم يكن لي علاقة في الأمر |
Benim bu olayla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لي أي علاقة في هذا. |