Page Forrester sizinle bütün ilişkisini kesti... çünkü kocasını baştan çıkarmaya çalıştığınızı öğrendi, değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحاً أنها قطعت علاقتها بك لأنها علِمتْ أنك تودين إغواء زوجها؟ |
Seni yanlış yönlendirdim yoksa yanlış bir kanıya kapılabilirdin, ondan istediğim eski ilişkisini yeniden başlatması... daha önce yapmadığı bir şey değil. | Open Subtitles | حسنا , لقد خدعتك اذن أو أنك أسأت الافتراض على أي حال , نحن نريد منها اعادة علاقتها به لن تفعل شيء لم تفعله من قبل |
Ama yeni bir şey öğrendim, en karışık aile ilişkisi bu elemanla. | Open Subtitles | لكن، ما عرفته للتو أن علاقتها العائلية الأكثر تعقيداً مع هذا الشاب |
Bu esnada Rivera ile ilişkisi çalkantılıydı, iki tarafta da sadakatsizlik vardı. | TED | وفي الوقت نفسه، كانت علاقتها مع ريفيرا مضطربة، تحددت بالخيانة الزوجية من كلا الجانبين. |
Ve şimdi, onun benimle bağlantısı yüzünden öldürüldüğünü öğrenmek... | Open Subtitles | والآن ، لكي أكتشف أنها قُتلت بسبب علاقتها بي |
Bu acil memnuniyet sorununun zaman ve tasarruf ile ne ilgisi var? | TED | ما علاقتها بالزمن والمدخرات، وقضية الإشباع الفوري هذه؟ |
Bir alerji uzmanı olan Cecilia'nın babası kızının Julio ile ilişkisinin fazla ileri gittiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لم يكن الأمر ملحوظاً، لكن والد سيسيليا، كان أخصائي حساسية خشى أن علاقتها مع خوليو، ذهبت أبعد مما يجب |
Dean'nin ofisine onun ve Starkman'nin ilişkisinden bahseden, imzasız bir takım mektuplar gidecek, tabi ilişiğinde çok içerikli fotoğraflar da olacak. | Open Subtitles | سوف يستقبل مكتب العميد رساله من مجهول بخصوص علاقتها مع ستارك مان مصحوبه بصور للتوضيح |
Yeni bir ilişkiye başlamaktansa eski ilişkisini canlandırmanın daha iyi olacağını düşündü. | Open Subtitles | رأت أنه من الأفضل أن تحيى علاقتها القديمة بدلا من علاقة مع رجل جديد. |
Herkesin ilişkisini öğrenmesi onun için gerçekten zor oldu. | Open Subtitles | لقد كان قاسياً عليها الجميع أكتشفوا حول علاقتها |
Onun diğer hastanla olan ilişkisini sen anlattın seksi tarif ederek seni kıskandırmaya çalıştığını evine nasıl girmeye çalıştığını tüm bu oyunları nasıl oynadığını senden bir ödip tepkisi alabilmek için nasıl çabaladığını. | Open Subtitles | أخبرتني عن علاقتها مع مريضك الآخر محاولتها لجعلك تغار وصفها للجنس |
Harika, patronumun benden ilişkisi hakkında kocasına yalan | Open Subtitles | عظيم، عدا رئيسة العمل، فهي تريدني أن أكذب على زوجها بشأن علاقتها الغرامية |
Artık profesörle olan ilişkisi resmi işimiz haline geldi. | Open Subtitles | لذا الآن، علاقتها مَع الأستاذِ يُصبحُ عملُنا رسمياً. |
Ama kocasıyla ilişkisi göreceli olarak soğuktu. | Open Subtitles | رغم ذلك فكانت علاقتها بزوجها أكثر بروداً |
Bu askeri bir operasyondu. Palmer'ın ne bağlantısı var? | Open Subtitles | لقد كانت عمليه عسكريه و ما علاقتها بـ"بالمير" |
Ama anlamadım. Bu kişinin, tüm bunlarla nasıl bir bağlantısı var? | Open Subtitles | لكنني لا أفهم، ما علاقتها بكل هذا؟ |
O kadın kim ve o çocukla ne ilgisi var? | Open Subtitles | من تكون تلك المرأة وما علاقتها بذلك الطفل ؟ |
Nora'nın Quin'le ilişkisinin... sağlayacağı yararlar onların işine geliyordu. | Open Subtitles | والذي مصالحهم من الممكن أن تتأثر "بنتيجة إيجابية في علاقتها مع "كوين |
Düşümdüm ki, eğer ilişkisinden kocasına bahsetmekle tehdit edersem hırsızlık suçlamasından vazgeçerdi. | Open Subtitles | بأنه إن قمت بتهديدها بإعلام زوجها بشأن علاقتها فستقوم بعدها بإسقاط تهمة السرقة |
Onun ne alakası var? | Open Subtitles | و ما علاقتها بهذا؟ تامي اذا لم يكن هناك شئ تخفيه |
Anlamadığım şey ise şu: neden hükümetiniz bizle bir ilişki kurma çabasında? | Open Subtitles | لماذا تحاول حكومتكم الإبقاء على علاقتها معنا؟ |
Büromda çalışıyor. Sevgilisinden daha yeni ayrıldı. | Open Subtitles | انها تعمل فى مكتبى لقد كسرت علاقتها مع صديقها |
Kelly hala sözden sonra bozduğu ilişkiyi düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | كيلي ما زالت تتعافى من علاقتها الفاشله مع ذلك السجين المطلوق |
Ortalığı siker atar, kaçar suçu evliliğine ya da babasıyla olan ilişkisine atar. | Open Subtitles | أنها تفسد الأمور ة ترحل و تلقي اللوم على زواجها أو علاقتها بوالدها |
Ayrıca öldürülmeden bir hafta önce Kim onu terk etmişti. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها قطعت علاقتها به قبل أسبوع من مقتلها |
Belli ki Bayan G, Bay Du Toit'le olan ilişkisini bitirmiş. | Open Subtitles | "علي ما يبدو , فالآنسة "جي" أنهت علاقتها بالسيد "دو تويت |
Onun gizli servis ajanıyla olan ilişkisiyle ilgili de söyleyecek bir şeyleri yok. | Open Subtitles | و ليس لديهم ما يقولونه بخصوص علاقتها المزعومة.. من أحد العملاء السريين. |
Esther'ın çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini incelemeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه ما يجب فحصه هو علاقتها بالأشخاص الذين حولها |