"علكه" - Traduction Arabe en Turc

• sakız
• sakızı
• Sakızın
• gub gub
• Sakıza
• sakızla

Biraz gün ışığı girsin içeri. - Birisi kilide sakız sokmuş. -Şaka yapıyorsun.
احد ما قام بحشر علكه في الاقفال انت تمزح

Şimdiye kadar tattığın en lezzetli sakız olmadığını söyle.
أخبرني بأنها ليست ألذ علكه تذوقتها في حياتك

Bekle bir saniye. Bekle bir saniye. Bir paket sakız alayım.
انتظر لحظه انتظر لحظه , دعني اشتري علبة علكه

- Çin sakızı.
- إنها علكه صينيه

Sen aynı anda sevişip sakız çiğneyemeyecek tiptensin.
أنت الرجل الوحيد الذى أعرفه يمكنه أن يمارس الجنس ويمضغ علكه فى نفس الوقت

Akşam yemeğinde sakız çiğneyip çiğneyemeceğimizi sorsana.
مهلا, اسأليه هل من الممكن ان نتناول علكه الفقاعه على العشاء

sakız! sakız! sakız!
انها علكه انها علكه انها علكه انها علكه انها علكه انها علكه

Seks yapmak istemezsin zaten bebeğim, ama bu bir sakız değil.
لاتقومي بالتفكير بالمعاشره هذه ليست علكه إنها واقي

Bunu bozdur, sana sakız vereyim. Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, seni bulurum.
إصرف هذه وسأحضر عمود علكه في أي وقت وأي مكان وسأعثر عليك

Benimkinde, genelde saçımda bir parça sakız olur, ve kel kalasıya kadar saçlarımı yolup dururum.
في حلمي حلمت أن دائما هناك علكه في شعري و ظللت أشدها و أشدها حتي أصبحت صلعاء

Bir paket sakız alabilir miyim?
هل بإمكانك إعطائي علبة علكه من فضلك ؟

Jack yürürken sakız çiğneyebilir. Değil mi Jack?
"جاك" هل يمكنك ان تسير و تضع علكه فى نفس الوقت

Şunu sakız yaparsan iddiaya varım.
تجعل ذلك علكه و يكون لدينا رهان

Bir keresinde cenazede tabutun kenarına sakız yapıştırmıştın.
لقد وضعت مره علكه في تابوت في الجنازه

Ben de şu masanın altından sakız kazıdım.
أقتلعت علكه من أسفل تلك الطاولة

sakız, sakız. sakız lazım bana.
علكه ، علكه ، علكه ، انا احتاج علكه

Koltuğumda sakız var.
لقد وجدت علكه علي المقعد

Ve kendi Sakızın olmaması.
ولا تملك أبداً علكه خاصه بك

Bana gub gub ver.
انت "دوم دوم" اعطني علكه

Sakıza ihtiyacın var.
أتحتاجين علكه ؟

Dolabım da ağzına kadar sakızla dolu! Kitap değil, sadece sakızla!
خزانتي مليئه بالعلكه لا يوجد كتب, فقط علكه