"على أريكتي" - Traduction Arabe en Turc

    • kanepemde
        
    • kanepeme
        
    • koltuğumda
        
    • kanepemin üzerinde
        
    • koltuğumu
        
    Bir yıl önce, işten geldim ve kanepemde bir adam oturuyordu. Open Subtitles قبل عام من الأن عدتُ للمنزل لأجد رجل يجلس على أريكتي
    Gençlerle poker, kanepemde yemek, mutfakta su. Open Subtitles تلعب البوكر مع الشباب , الغذاء على أريكتي ويوجد مياة في مطبخي
    Bileziğini kanepemde buldum. Geri isteyeceğini düşündüm. Open Subtitles سوارك وجدته على أريكتي وأعتقدت أنك تريدين عودته
    Şu an neden kanepeme uzanmış nachos yemediğimi tekrarlar mısın? Open Subtitles أشرحي لي ثانيةً لماذا لست على أريكتي آكل المكرونة ؟
    Evet, sana âşık olacak ve kafayı sıyıracak sonra da kanepeme işeyecek. Open Subtitles نعم، ستقع في حبك، وبعدها ستصبح مجنونة وبعدها ستتبول على أريكتي.
    koltuğumda viskimi yudumlayacağım ve sana her 2o dakikada bir çağrı bırakacağımseconds. Open Subtitles وسأجلس على أريكتي أتناول النبيذ وأستدعيك كل 20 ثانية
    Tanrım! Kardeşimle beraber koltuğumda çıplak oturmadığını söyle. Open Subtitles بحقّ المسيح، قلّ لي أنّكَ لست جالساً مُجرّداً الملابس على أريكتي بجوار اختي.
    - Bana neden sigorta poliçemin aşağıda kanepemin üzerinde oturduğunu açıklayacak birini bulabilir misiniz? Open Subtitles كنت أتساءل إن كان يمكنك مناداة أحد يمكنه أن يشرح لي لمَ يجلس وثيقة تأميني على أريكتي اللعينة؟
    Kiranı ödeyemediğin zaman benim kanepemde yatabileceğini söylemiştim. Open Subtitles عندمـا فقدت مؤجرك ، قلت لك بأنك يمكن أن تبقى على أريكتي
    Benim kanepemde benim votkamı içerken bu soruyu sen mi sormalısın? Open Subtitles ألا يفترض أن أقول أنا ذلك بم أنكِ تجلسين على أريكتي تشربين من زجاجتي؟
    Evimde şarabımla, kanepemde bir kitap okumak vardı şimdi. Open Subtitles سأفعل أيّ شيء لأتواجد بمنزلي جالساً على أريكتي أشرب كأس نبيذ وأقرأ كتاباً مفيداً
    Evet, yani hepimiz akşamlarımızı kanepemde şarap yudumlayarak geçirmiyoruz. Open Subtitles صحيح، ليس بوسع كلانا الجلوس هنا وإحتساء النبيذ على أريكتي
    Eğer kanepemde sarhoş bir homo isteseydim, üniversitedeki erkek arkadaşımla evlenirdim. Open Subtitles لو أردت مشردا مخمورا على أريكتي لتزوجت صديقي من الكلية
    22 yaşında seksi bir hatunla gönül eğlendirirken bir yandan da kanepemde karınla beraber oluyorsun. Open Subtitles العبث مع فتاة مثيرة عمرها22 عاما ومع زوجتك على أريكتي
    Çalışmayan bir araba ve benim kanepemde yatıyorsun! Open Subtitles ما لديكَ إلّا سيّارة لا تعمل، وتعيش على أريكتي.
    Televizyondaki aptal yemek programlarını izleyip hiç yapamayacağım yemekleri düşünerek kanepeme kıvrılıp ağlamayacaktım. Open Subtitles لا مزيد من البكاء على أريكتي مشاهدة برامج الطبخ السخيفة تلك أفكر بالطعام الذي لن أطهوه أبداً
    Televizyondaki aptal yemek programlarini izleyip hiç yapamayacagim yemekleri düsünerek kanepeme kivrilip aglamayacaktim. Open Subtitles لا مزيد من البكاء على أريكتي مشاهدة برامج الطبخ السخيفة تلك أفكر بالطعام الذي لن أطهوه أبداً
    Benim kanepeme yattığın günden beri her şey iyi gidiyor. Open Subtitles لقد... لقد كان أمرًا رائعًا جدًّا نومك على أريكتي.
    koltuğumda oturan ve parmağına alyansını takan hatunun çaresine bakarsan sonra konuşuruz. Open Subtitles حل مسألة الفتاة الجالسة على أريكتي مرتديةً خاتم زواجك وعندها سنتكلم
    Sonra bunu sonsuza kadar resmi kayıtlara koyacak sanık uzlaşma anlaşmasını imzaladı ve şimdi de benim koltuğumda yaşıyor. Open Subtitles ..ومن ثمَّ وقّع على إتفاقية .بأن لا يضعوه في ذلك المحضر مُطلقاً .والآن هو يعيش على أريكتي
    Belli ki Fairview kulelerinden pek hoşlanmıyor, ayrıca o kadar sarhoş ve mızmızdı ki koltuğumda uyumasını söyledim. Open Subtitles "من الواضح أنه ليس هواه أبراج "فيرفيو لقد كان ثملاً للغايه لذا تركته ينام على أريكتي
    - Bana neden sigorta poliçemin aşağıda kanepemin üzerinde oturduğunu açıklayacak birini bulabilir misiniz? Open Subtitles كنت أتساءل إن كان يمكنك مناداة أحد يمكنه أن يشرح لي لمَ يجلس وثيقة تأميني على أريكتي اللعينة؟
    Joe, koltuğumu verdim, kızımı değil. Open Subtitles قلت لك بأنه يمكنك الحصول على أريكتي. و لم أقل لك أنه بإمكانك الحصول على فتاتي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus