Gidelim. 10 dakika sonra görüşürüz, Umarım parayla birlikte. | Open Subtitles | هيا بنا، سنلتقي بعد 10 دقائق، على أمل أن يكون معنا المال |
Umarım, bir daha gözden geçirme şansı olur ama Galactica ile aramızda 30 dakikalık bir gecikme var ve-- | Open Subtitles | بخصوص مراسم تقاعد جالاكتيكا على أمل أن يكون لديه فرصة لكي يراجعها ولكن هناك 30 دقيقة تأخير بين جالاكتيكا و |
Gidebilecek bir yeri vardır, Umarım. | Open Subtitles | على أمل أن يكون عالماً يرغب في العودة إليه |
Her neyse, birkaç tahlil yapacağız, Umarım sıra dışı bir şeydir. | Open Subtitles | بكل حال, سنجري بعض الفحوصات على أمل أن يكون شيئا غريباً لكن ليس مميتا |
Sizi bilmem ama bu küçük olasılığa dair inancına güvenebileceğimizi umuyorum. | Open Subtitles | لا يستطيع تسهيل هروبها. لا أعلم ماهو شعورك ولكني على أمل أن يكون ولائها لنا في هذه الاحتمالية البعيدة مطلوب. |
Umarım bu bana senin masa arkadaşın olmak için yeterli tecrübeyi vermiştir. | Open Subtitles | على أمل أن يكون تدريبي كافياً لأكون شريكك بالمكتب |
Ardından Umarım yanımda Bakan'la birlikte Elise Evi'ne doğru diğer bir koşuşturmaca sonra da bir içki gecesi daha. | Open Subtitles | ومن بعدها سباق فروسية مجنون آخر على أمل أن يكون الوزير الى جانبي ومن ثم الى ماسيون أليس ومن بعدها ليلة شرب آخرى. |
Umarım, ceset çürümeye başlamadan önce gelirler. | Open Subtitles | على أمل أن يكون قبل أن تبدأ الجثة بالتخمر |
Ardından Umarım yanımda Bakan'la birlikte Elise Evi'ne doğru diğer bir koşuşturmaca sonra da bir içki gecesi daha. | Open Subtitles | ومن بعدها سباق فروسية مجنون آخر على أمل أن يكون الوزير الى جانبي ومن ثم الى ماسيون أليس ومن بعدها ليلة شرب آخرى. |
Umarım bir taşkınlık yaratmaya yetecektir askerlerin saflarını kırmak için yerince kafa karışıklığı yaratacaktır. | Open Subtitles | على أمل أن يكون هذا كافياً للتسبب بفوضى فوضى كفيلة بإرباك الجنود في صفوفهم |
Umarım sevdiğin biri vardır. | Open Subtitles | على أمل أن يكون هو الطريق الذي علقت به |
Umarım senin uykunu bölmez. | Open Subtitles | على أمل أن يكون الأمر سهلاً لك لـ... تنام ... |
Umarım bir daha tekrarlanmaz. | Open Subtitles | على أمل أن يكون حدث لمره واحده |
Umarım onu odasında yakalarız. | Open Subtitles | على أمل, أن يكون بوسعنا أن ننقله.. |
Umarım biri bir şey biliyordur. | Open Subtitles | على أمل أن يكون أحدهم يعرف شيئا |
- Umarım, yeterince. | Open Subtitles | - على أمل أن يكون بما فيه الكفاية |
Umarım Brainiac ile birlikte yok olmuştur. | Open Subtitles | حسناً، على أمل أن يكون قد سقط بسقوط (برينياك). |
Umarım erken olur. | Open Subtitles | على أمل أن يكون عاجلاً. |
Bazı cevaplar verebileceklerini umuyorum. | Open Subtitles | وأنا على أمل أن يكون لديهم بعض الإجابات |
Yürüyebileceğini umuyorum. | Open Subtitles | على أمل أن يكون قادرا على المشيء مجددا. |
umuyorum ki Frobisher'ın anlattıklarını tekzip edecek bir şeyler çıkacak. | Open Subtitles | على أمل أن يكون هناك شئ، يضحض رواية (فوربشر) |