"على الأسئلة" - Traduction Arabe en Turc

    • sorulara
        
    • soruya
        
    • Soruları
        
    Clark, eğer o hatıraları geri alabilirsem, canımı sıkan sorulara cevaplar alabileceğim. Open Subtitles كلارك إذا أمكنني أعاده تلك الذكريات سيمنحوني الأجابات على الأسئلة التي تزعجني
    En iyi ihtimalle, bütün geceyi sorulara cevap vererek polis karakolunda geçirirsiniz Open Subtitles أفضل حال، كنت تنفق كل الليل في مركز للشرطة، الإجابة على الأسئلة.
    Bilinmedikleri için cevaplarını öğrenemeyeceğiniz sorulara odaklanacağız. TED سوف نركّز على الأسئلة التي لا يمكننا تعلّم إجاباتها لأنّها مجهولة.
    Okul zamaninda da hicbir zaman soruya dogru cevap vermezdin. Open Subtitles حتى في المدرسة لم تجاوب على الأسئلة إجابة صحيحة أبداً
    sözü kesip durmak zorunda kalmadım, ki insanların soruya cevap vermesini sağlamak için bunu yapmakta epeyce şöhret edindim. TED لم أكن مضطرة لمقاطعته، وهو أمر أصبحت أشتهر بالقيام به، لأنني أريد أن تجاوب الناس على الأسئلة.
    İnsanların bana her zaman sorduğu Soruları cevaplayacağım, ama dürüst bir şekilde. TED وسوف أجيب على الأسئلة التي يسألها الناس دائماً لي، ولكن باحتيال صادق.
    Belki de bu nedenle kimlikle ya da kökenle ilgili sorulara cevap vermek benim için zor. TED ربما ذلك هو السبب أنّني أجد صعوبة في الإجابة على الأسئلة التي تخص الهوية والأصل.
    Başkaları bu tarz sorulara gülüp geçiyor. Open Subtitles أتعلم؟ الجميع قد يأتي إلي يطلب أجوبة على الأسئلة
    Karar, sorduğum sorulara verdiğiniz cevaplara göre verilecek. Open Subtitles القرار سيتوقف على الإجابات على الأسئلة التي أطرحها.
    Haddini bil! Sen sana sorulan sorulara cevap ver! Open Subtitles اصمت، أجب فقط على الأسئلة التى تطرح عليك
    Bayan Van de Kamp, bu testi ciddiye almamızı istiyorsanız, lütfen sorulara yanıt verin. Open Subtitles سيدة فان دي كامب إذا كنت تريدنا أن نأخذ جهاز كشف الكذب بجدية أجيبي على الأسئلة التي نطرحها ، موافقة؟
    Demek istediğim bu bir tartışmaysa sorulara dürüstçe cevap vermelisiniz. Open Subtitles في الأساس ، إذا كانت هذه مناظرة فينبغي عليك أن تجاوب على الأسئلة بأمانة.
    Şimdi tüm düşündüğü, sana din öğretisi vermek. sorulara cevap vermesini istiyorum. Open Subtitles كل مايفكر فيه حاليا هو أن يعطيك مواعظ أريده أن يجيب على الأسئلة
    Evrenin uzak noktalarına yapılacak bu yolculuğunun çok eski bir soruya nihayet yanıt bulmasını umuyoruz: Open Subtitles هذه المهمة سوف تعبر الفضاء حيث سنجيب اخيرا على الأسئلة القديمة
    Bizler hiçbir şey söyleyemeyiz ama sadece bir insanın bize sorduğu soruya cevap verebiliriz. Open Subtitles هل تعتقد أننا سنُخبرك بالأشياء فقط؟ نحن نُجيب فقط على الأسئلة.
    Elimizdeki tel şey fotoğraflar ve Weiner'ın hiç bir soruya cevap vermeyişi. Open Subtitles كل نملكه حقّاً هو الصور وأن وينر لا يُجيب على الأسئلة
    Tüm o rehberlik kitaplarını anımsamaya çalıştım, aklımda kalan tek şey şuydu "Sadece sorulan soruya cevap ver. TED كنت أحاول أن أتذكر كل كتب الإرشاد، وكل ما تمكنت من تذكره كان، " فقط أجب على الأسئلة التى يسألونها.
    Her soruya soruyla mı yanıt verirsin? Open Subtitles هل تجيبين دائماً على الأسئلة بأسئلة؟
    Mühendislik ile ilgili Soruları benim cevaplamam gerekmiyor mu sence de? Open Subtitles ألا تعتقدون أن عليّ الإجابة على الأسئلة الهندسية ؟ أنا مهندس
    Senden tek istediğimiz sana sorulan Soruları direkt ve doğru olarak cevaplaman. Open Subtitles كل ما نطلب منك أن تجيبي على الأسئلة الموجهة مباشرة وبصراحة تامة
    Kafa karışıklığı, kısa süreli hafıza kaybı Soruları cevaplamakta zorluk. Open Subtitles الارتباك ،فقدان الذاكرة على المدى القصير، صعوبة الإجابة على الأسئلة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus