Göç hakkında nasıl toplumsal müzakere yaparız, en azından kaç kişi ülkeye giriyor ya da ülkeden çıkıyor bilemiyorsak. | TED | كيف يكون لدينا نقاش عام حول الهجرة إذا لم نتفق على الأقل على عدد الناس الداخلين والخارجين من البلاد؟ |
Ama en azından sana ne kadar üzgün olduğumu söyleyebilmekten memnunum. | Open Subtitles | ولكنني ممتن لأنني حصلت على الأقل على فرصة لأخبرك بمدى أسفي |
Belki onlar kadar zeki değildim, ama en azından onlar kadar konuşkandım. | TED | ربما لم أكن على نفس الدرجة من الذكاء ولكن على الأقل على نفس المستوى من الثرثرة. |
Bu gücü bu sorunları çözmek için en fazla çalışan veya en azından bunları kötüleştirmeyen şirketlere daha fazla sermaye aktarmak için kullansalar ne olurdu? | TED | ماذا لو استخدموا هذه القوة الخارقة لتخصيص مزيد من رأس مالهم للشركات التي تعمل جاهدة لحل هذه التحديات أو على الأقل على الحد من تفاقمها؟ |
Değerlendirmelerin çoğuna göre en az bir metre yükselmeyi göreceğiz. | TED | معظم التوقعات أنه، في هذا القرن، سنحصل على الأقل على متر واحد. |
Noriko [Arai] makinelerin henüz okuyamadığından bahsetti; en azından okuduklarını anlamadıklarından | TED | فإنَّ نوريكو أراي قالت أن الآلات لا تستطيع القراءة بعد على الأقل على مستوى الفهم. |
Senin en azından, yani en en azından, sevip, birlikte yaşlanabileceğin bir kadının var, değil mi? | Open Subtitles | على الأقل, على أدنى حد مطلق لديك إمرأة تحبّها وتشيخ معها, صحيح؟ |
Senin en azından, yani en en azından, sevip, birlikte yaşlanabileceğin bir kadının var, değil mi? | Open Subtitles | على الأقل, على أدنى حد مطلق لديك إمرأة تحبّها وتشيخ معها |
Gitmene kesinlikle karşıyız. en azından bir içki içmeden kalkma. | Open Subtitles | لدينا سياسة صارمة هنا على المغادرة حتى الحصول على الأقل على مشروب |
Ayrıca, en azından deneme anlamında... | Open Subtitles | وكنت أفكر أن, على الأقل على أساس المحاولة |
Üçlü, gerçekten hayatta. en azından ruhani şekilde. | Open Subtitles | الثالوث ، في الواقع ، أحياء على الأقل على شكلِ روح |
en azından görsel sunum için bir teşekkürü haketmedim mi? | Open Subtitles | ألن تشكرنى على الأقل على العرض المرئي أقصد، ألم يكن رائعا؟ |
Eğer bu olmazsa, Ryan ile birlikteliğiniz en azından yayındaki, biter. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ، شراكتك مع رايان على الأقل على الهواء ،،، انتهت |
Bu kadar ortak nokta en azından bir gerçek buluşmayı hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن كل هذه الأمور المتشابهه تبرر حصولكم على الأقل على موعد حقيقي واحد |
en azından birkaç düzine arı sokmuştur. | Open Subtitles | أوه، يارجل أنا قد حصلت على الأقل على دزينتين من لسعات النحل |
Eğer insan davranışını anlayan bir şey yapmak istiyorsan onun en azından bir insan kadar zeki olması gerekir. | Open Subtitles | إن أردتَ فعل شيء يتفهّم السّلوك البشريّ يجب أن يكون على الأقل على قدر ذكاء الإنسان. |
en azından 4 farklı belge tespit edip birbirlerinden ayırdım. - Bunu nasıl yaptın? | Open Subtitles | لقد تعرفت على الأقل على أربع وثائق و فصلتهم. |
en azından bana sınıfımı gösterir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك على الأقل هل يمكنك أن تدليني على الأقل على حصتي القادمة؟ |
Ama en azından en azından aile içinde. | Open Subtitles | .. لكن على الأقل على الأقل المشكلة لا تخرج خارج العائلة أليسَ ذلك أفضل؟ |
Diğer taraftan en az iki kutuda en az 8 yakut bulunması gerektiğini bilebilirsin. | TED | من ناحية أخرى، يمكنك أن تكون متأكداً أن صندوقين على الأقل يحويان على الأقل على 8 ياقوتات. |
Bu en az iki haftalık iş. | Open Subtitles | هيا، غوردو، كما تعلمون هذا هو على الأقل على وظيفة لمدة أسبوعين. |