Hayaletli arkadaşının bu garip konuşmalarını dinlediğin için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الاستماع والتشدق بالكلام لصديقتك الغريبة والمسكونة بالاشباح لا أقطع التشدق بالكلام |
Neyse, dinlediğin için sağ ol, şef. | Open Subtitles | على اية حال شكراً على الاستماع عزيزتي ماذا تفعل ؟ |
dinlediğin için sağol. | Open Subtitles | شكراَ على الاستماع |
Diğer tarafın görüşlerini dinlemeye açık olacağıma dair sinyal yollamazsam, bunu yapamam. | TED | لا استطيع عمل ذلك. الا اذا ارسلت اشارات انني منفتح على الاستماع الى اشارات الجانب الاخر |
diye sormuş. Sarah, ona daha önce anlattığım şeyler üzerine çok düşünürdü -- o günlerde dinlemeye odaklanmış durumdaydı. | TED | ففكرت ساره ملياً فيما كنت قد شرحت لها.. وكانت تركز في تلك الأيام على الاستماع. |
dinlediğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الاستماع |
Bu şekilde konuşmanızı dinlemeye mecbur değilim... | Open Subtitles | أنا لست مجبراً على الاستماع لك وأنت تتحدث بهذه الطريقة، ذلك مهين |
David Cartwright'dan dinlemeye cesaret edemediğim 4 adet sesli mesaj var. | Open Subtitles | لقد حصلت على أربع رسائل البريد الصوتي من ديفيد كارترايت أن لا أجرؤ على الاستماع إليها. |
Onlar, sürekli merak içindeler ve inanıyorum ki biz de 7 yaşındakiler gibi müzik dinlemeye, büyürken bile, devam edebiliriz. | TED | هم في هذه الحالة الدائمة من الإعجاب، وأعتقد جازمةً أننا نستطيع الحفاظ على الاستماع مثل أطفال سن السابعة هؤلاء، حتى حين نكبر. |