"على البحر" - Traduction Arabe en Turc

    • plajda
        
    • Sahilde
        
    • denizden
        
    • kumsalda
        
    • denizde
        
    • denizin üstünde
        
    • deniz manzaralı
        
    # Olamazsın gösterişsiz plajda ya da havuzda # Open Subtitles ببساطة يمكنك ان تكوني متواضعة على البحر او بالبركة.
    Her zaman plajda bir evimin olmasını istedim. Open Subtitles دائما ما أردت أن أمتلك بيتا على البحر , أتعلمين
    Baba, Jake'le Sahilde yürüyüşe çıkmama ne dersin? Open Subtitles ابي, هل من الممكن ان نتمشي على البحر انا وجايك
    Aşırı güç kullandığı için bir süre Sahilde görev yapmış. Hiç evlenmemiş. Open Subtitles أمضى بعض الوقت على البحر لإستعماله القوة المفرطة، لم يتزوج أبداً.
    denizden kaçırdığı hızlı bir bakış... ve onu görecekti. Open Subtitles ويلقى نظرة سريعة على البحر ويراها وعندها يقف مدوهشاً ..
    - En iyi oteller kumsalda olur, Lance. Open Subtitles اقصد مسافة المشى ثوانى أفضل الفنادق على البحر مباشرة, لانس
    Kutup ayıları, yaşama alanları olan donmuş denizde fok avlarlar. Open Subtitles ،الدببة القطبية في بيئتهم المناسبة يصيدون الفقمات على البحر المتجمّد
    Ruyamda, denizin üstünde uçan bir güvercinmişim. Open Subtitles حلمت انني كنت حمامة اطير على البحر.
    Bay ve Bayan Fabian. deniz manzaralı süit. Open Subtitles سيد وسيدة فابيون، أجل الجناح المطل على البحر.
    Sana plajda evi ben alırım, tamam mı? Open Subtitles اللعنة يا فتاة, سأشتري لك بيتا على البحر , ما رايك ؟
    Her zaman plajda bir evimin..... ...olmasını istedim. Open Subtitles دائما ما أردت أن أمتلك بيتا على البحر , أتعلمين
    Sana plajda evi ben alırım tamam mı? Buna ne diyorsun? Open Subtitles اللعنة يا فتاة, سأشتري لك بيتا على البحر , ما رايك ؟
    Üniversiteye gidebilirsin, kendine hızlı bir araba alabilirsin, belki de Sahilde küçük bir ev. Open Subtitles الذهاب للجامعة وشراء سيارة سريعة وربما منزل صغير على البحر
    Sahilde yürürken, kurabiye yaparken, top atıp tutarken gösterip anne-babalarının fazla zamanı kalmadığını anlatacak. Open Subtitles وتُظهِرون مشية على البحر خبز الكعكة، ولعب لعبة إلتقاط الكُرة بأن الوالديْن لن يطول وجودهما في هذا العالم
    Sahilde güzel bir yer biliyorum. Open Subtitles أعرف مكاناً جميل على البحر
    Venedik denize bağımlıydı ve bu da onu denizden gelen saldırılara karşı savunmasız yapıyordu. Open Subtitles فينيسيا التي تعتمد على البحر عرضة دوما للهجوم من ناحيته لذا فإن آلة جديدة
    Evet, denizden yeteri kadar uzakta olduğunda, beni arayacağını söyledi. Open Subtitles نعم ، قالت أنها ستتصل بي عندما تكون بعيدة على البحر
    Şimdi biz görmeden geçip gitmelerini istemiyorsak gözümü denizden ayırmamalıyım. Open Subtitles والآن إذا لمْ تريديهم أنْ يتسلّلوا فمن الأفضل أنْ أبقي عيني على البحر
    Bazı kuşları kumsalda serbest bıraktık, uyudum, kafatasımı açtın. Open Subtitles بالنسبة إلي، أطلقنا الطيور على البحر وأخذت قيلولة، وفتحت جمجمتي
    Seni kumsalda sanıyordum. Open Subtitles .انا افتكرتك على البحر !
    Yaklaşan doğum günüm için lüks bir gemi kiralayıp denizde parti verelim mi? Open Subtitles ربما ينبغي بي استئجار سفينةً فاخرةً واحظى بحفلةٍ مدهشةٍ على البحر من أجل عيد ميلادي القادم؟
    Kahrolası lokal denizin üstünde ki gemi gibi... Open Subtitles ـ كأنها سفينة على البحر ـ صحيح، يا (جيم)
    Ailem Hydra adasında deniz manzaralı bir evde yaşardı. Open Subtitles أجدادى كان لديهم منزل على جزيرة هيدرا التى تطل على البحر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus