Tek derdiniz, bebek yapabilmek için kızı gülmekten alıkoyabilmek olacak. | Open Subtitles | ستصبح مشكلتك أن تجبرها على التوقف عن الضحك لتنجب أطفالا |
O kadar çok acıdı ki durması için her şeyi yapacağımı söyledim ona. | Open Subtitles | قلت أنه يؤذي سيئا للغاية، أود أن تفعل أي شيء لإجباره على التوقف. |
Hareket etmek dedim çünkü kalbim titremekteydi ve onlar da tekrar da atması için uğraşıyorlardı. | TED | أقول متحركًا لانه كان موشكًا على التوقف. فحاولوا إرجاع النبض إليه. |
Baba, Pictionary oynamadık. İçkiyi bırakman için müdahalede bulunmuştuk. | Open Subtitles | لم نكن نلعب، لقد كان تدخل لحثك على التوقف عن الشرب |
Ve sonunda, tekrar evlenmek için, uzun süre fahişelerle yatmayı bıraktım. | Open Subtitles | وكنت في اخر الامر قادرا على التوقف عن ممارسة الجنس مع عاهرات لفتره كافيه لاتزوج من جديد |
Bunun için yapıldılar. | Open Subtitles | لقد كان الأمر أصعب بكثير بالنسبة للريث أن يحملوهم على التوقف |
O daktiloya vurmayı durdurmanı söylemek için. | Open Subtitles | لأحملك على التوقف عن الضرب على هذه الآلة الكاتبة |
Sonuçta bazı askerler... tren yolunda yatıyor... ve binmek için bir treni durmaya zorluyorlar. | Open Subtitles | آخر الأمر، يقوم بعض الجنود بالاستلقاء على خطوط السكة الحديدية ،ويجبروا القطار على التوقف ليتمكنوا من ارتقائه |
CIA onu tanıdığını inkar ediyor ama aynı zamanda geçmişini araştırmamı engellemek için ofisime 3 tane ajan gönderdiler. | Open Subtitles | إلى مكتبي ليحثوني على التوقف عن التنقيب في ماضيه |
Gecikme için affedersiniz. Az sonra kalkıyoruz. | Open Subtitles | آسفٌ على التوقف يا رفاق، سنواصل المُضيّ بعد فترة قصيرة. |
Onun için ne kadar ödedin? | Open Subtitles | ولا أزال غير قادرة على التوقف. كيف دفعتِ له؟ |
Buraya mektup yazmanda ısrarcı olmamana yalvarmak için geldim. | Open Subtitles | وأنا هنا لأحملك على التوقف عن كتابة هذه الرسائل. |
Annemi çıldırttım çünkü buklelerimi severdi ve artık buna devam etmemem için beni zorlamaya çalışırdı. | Open Subtitles | مادفع أمي للجنون لأنها أحبت شعري المموج وكانت تحاول إجباري على التوقف |
İki gün boyunca annenle ilgilendikten sonra bir mocha içtiğim için kusura bakma. | Open Subtitles | بعد يومين من الأعتناء بها, أعذرني على التوقف لتناول قهوتي |
Haklı sebepler için yanlış şeyler yapmayı durdurmada anlaşabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا أن نتفق فقط على التوقف عن فعل الأشياء خاطئة وذلك لأسباب جيدة؟ |
Yolun dışına sürmeleri için zorlayıp onları orada bırakacağız. | Open Subtitles | سنُجبرهم على التوقف بجانب الطريق وسنتركهم هُناك |
Geçen Ekim, dengesizce araç kullandığı için kenara çekilmiş. | Open Subtitles | في " أكتوبر " الماضي، أُجبرت على على التوقف بسبب القيادة المستهترة. |
Kanamanı durdurmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا مساعدتك على التوقف عن النزيف |
Sadece rüzgar Bunu durdurmak için ne olursa bulacağım | Open Subtitles | سأعرف من هو و سأجبره على التوقف |
Habersiz geldiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | عذرا على التوقف دزن إعلام سابق |