Eminim ki kendini vatansever sanıyorsun ve bir uyuşturucu savaşını idare ettiğini sadece sınırın diğer tarafında kan döküldüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنا واثق جدا أنّك تدعو نفسك وطنيًا وتخبر نفسك أنّك تسيّر حرب مخدرات وتبقي الدم على الجانب الآخر من الحدود |
Parkın diğer ucunda, 8 ay önce buna benzer bir ceset bulmuştuk. | Open Subtitles | تعاملنا مع واحدة كهذه على الجانب الآخر من المنتزه قبل ثماني أشهر |
Kameranın öteki tarafında olmanın nesi kötü? | Open Subtitles | ما الخطأ في أن تكون على الجانب الآخر من الكاميرا ؟ |
SAdece benim için hazır olana kadar, Çitlerin öbür tarafında kal. | Open Subtitles | ابق على الجانب الآخر من السور حتى تكونَ مستعدًا من أجلي |
Hedef, Akdeniz'in diğer tarafındaki Libya'dır.. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من البحر الأبيض المتوسط كانت ليبيا هي الهدف .. |
Ona söyle, derenin öte tarafında kamp kuracağız ve yarın konuşacağız. | Open Subtitles | أخبره أننا سنعسكر على الجانب الآخر من الجدول و سنكمل حديثنا غدا |
Peki ya adanın diğer ucundaki ana karada? | Open Subtitles | ماذا عن الجزيرة الرئيسيّة على الجانب الآخر من الجزيرة؟ |
Üreme bölgesine geri dönmek zorunda, Avrupa'ya, ...dünyanın diğer tarafına. | Open Subtitles | يجب علية أن يتحرك لمكان التكاثر في أوروبا على الجانب الآخر من العالم |
Ama, şansına o sırada gökyüzündeki hemen hemen tüm yıldızlar ciddiyetle duvarın öbür tarafındaki arazi'de ölüm döşeğinde yatmakta olan Stormhold Kralı'na bakmaktaydılar. | Open Subtitles | لسوء حظه أن نجمة في السماء ستهوي في الأرض على الجانب الآخر من الجدار في مملكة اللورد ستورمهولد كان على وشك الموت |
Peki o kapının diğer tarafında ne var dersiniz? İsa. | Open Subtitles | و خمنّوا مالذي موجودّ على الجانب الآخر من ذلك الباب؟ |
Kendilerini rahmin diğer tarafında karşılaşacakları dünya için hazırlıyorlar. | TED | انها تُعِدُّ انفسها لهذا النوع من العالم الذي ستواجهه على الجانب الآخر من الرحم. |
Bu kapının diğer ucunda Suriye, İran ve Çin'in liderleri oturuyor. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من هذا الباب يجلس قادة سوريا والصين وإيران |
Kırbacın diğer ucunda olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما شعورك و أنت على الجانب الآخر من السوط؟ |
Fakat ceset arenanın öteki tarafında şurada bulundu. | Open Subtitles | لكن وجدنا الجثة على الجانب الآخر من الحلبة |
Çantamın içinde. Kapının öteki tarafında. | Open Subtitles | إنّه في حقيبتي، على الجانب الآخر من هذا الباب |
Bunu kim yatıysa o duvarın öbür tarafında ne olduğunu tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من أطلقها كان يعلم ماذا يوجد على الجانب الآخر من الجدار |
Bir çarpışma o kadar büyüktü ki, gezegenin diğer tarafındaki taşta şok dalgaları yarattı. | Open Subtitles | أصطدام واحد كان كبيراً جداً لدرجة أنه ترك موجات إهتزاز منقوشة على الصخر على الجانب الآخر من الكوكب |
Denizin öte tarafında insan eli değmemiş topraklarda hadsiz sayıda prens olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك الكثير من الأمراء في الأراضي المجهولة على الجانب الآخر من البحر |
Şehrin diğer ucundaki bitiş noktasına kadar hızını takip edecek. | Open Subtitles | وقال انه سوف يتم تتبع سرعتك على طول الطريق الى خط النهاية على الجانب الآخر من المدينة. |
Bir grup arkadaşla gölün diğer tarafına yürüyüp geceyi orada geçireceğiz. | Open Subtitles | مجموعة منّا سوف تذهب للتنزّه على الجانب الآخر من البحيرة نخيّم لليل إذا أردت ان تأتي ، أهلا وسهلا |
Platformun öbür tarafındaki kalabalığa zoom yapar mısın? | Open Subtitles | هل يمكن تكبير للجمهور على الجانب الآخر من المنصة؟ |
Dünyanın öbür ucunda yaşayan bir sıkı dosta ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد صديقة عزيزة تعيش على الجانب الآخر من الكرة الأرضية |
Biz etrafta dolanıp seninle adanın diğer yanında buluşacağız. | Open Subtitles | نحن سنبحر و نقابلك على الجانب الآخر من الجزيرة |
İstasyon, gölün karşı kıyısında. | Open Subtitles | المحطة تقع على الجانب الآخر من البحيرة، هناك |
Yani bir kız camın diğer tarafından sana acil bir mesaj iletmeye çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً فتاة على الجانب الآخر من الزجاج برسالة عاجلة |
Görkemli Öland adasının tam karşısında. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من الساحل. جزيرة جميلة. |