Almanya Batı cephesinde büyük bir taarruz başlatır, ama müttefikleri parçalanmaya başlar. | Open Subtitles | ألمانيا تشن هجوم ضخم على الجبهة الغربية لكن حلفائها يبدأون في الانهيار |
Şişman Berta lakaplı müthiş top ilk defa Batı cephesinde gözükür. | Open Subtitles | مدفع بيرثا الكبير قادر على الإنطلاق حتي مائة ميل كان مجرد ظهوره على الجبهة الغربية |
Fransa'da generaller Batı cephesinde savaşarak ünleniyor. | Open Subtitles | سمعة الجنرالات تزيد الاّن في فرنسا فهم يقاتلون على الجبهة الغربية |
Kitchener gönüllüleri Batı Cephesi'nde değil. | Open Subtitles | , من المتطوعين الكيتشنر الذين هم ليسوا على الجبهة الغربية |
O gün, Batı cephesindeki en kanlı gündü. | Open Subtitles | لقدكـانأكثريوم دموي في الحرب على الجبهة الغربية |
Doğuda, Afrikada ve her yerde değişkenlik vardı ama Batı cephesindeki savaş bataklığa saplanmıştı. | Open Subtitles | كان هناك حركة في مناطق اخرى كالجبهة الشرقية وافريقيا لكن على الجبهة الغربية كانت الحرب جامدة على الأرض |
Almanya, Batı cephesinde kısa bir süreliğine sayıca Müttefiklerden fazlaydı. | Open Subtitles | لوهلة قصيرة فاقت المانيا الحلفاء عدداً على الجبهة الغربية |
Bu, Batı cephesinde 3 yıldır süren siper savaşının en büyük taarruzuydu. | Open Subtitles | كان هذا هو الإختراق الأكبر على مدار أكثر من 3 سنوات من حرب الخنادق على الجبهة الغربية |
Çoğunun oğlu ve babası Batı cephesinde savaşıyordu ve isyanın Alman bağlantılı olmasına öfkeliydiler. | Open Subtitles | كان للكثيرين أبناء وأباء يقاتلون على الجبهة الغربية وكانوا جميعاً يشعرون بالإستياء من اتصالات الثورة بالألمان |
Kağıt üzerinde kuvvetli görünen Almanya Batı cephesinde perişan..., ...bitkin, aç ve usanmıştı. | Open Subtitles | أقوياء ألمانيا نظروا على الخريطة جيوشها على الجبهة الغربية كانت قرب نهاية مجالها مُنهكة ، جائعة ، ضجرة |
Evet, Batı cephesinde Yeni Bir Şey Yok. | Open Subtitles | نعم، "كل شيء هادئ على الجبهة الغربية." |
Duncan, Ruslar bayadır Batı cephesinde bir gelişme kaydetmek için feryat ediyorlar. | Open Subtitles | (دانكن) الروس كانوا يطالبون منذ فترة بتقدم من اي نوع كان على الجبهة الغربية |
Önceki savaşlardan farkı Batı cephesindeki savaşın sürekliliğiydi. | Open Subtitles | على خلاف الحروب السابقة كان االقتال على الجبهة الغربية بدون توقف |
1918 İlkbaharından beri Batı cephesindeki müttefikler Alman taaruz birlikleri tarafından bombalanıyorlardı. | Open Subtitles | منذ ربيع 1918 الحلفاء على الجبهة الغربية ضـُربوا بشدّة بالهجمات الألمانية |
İttifak güçlerinin ikmal problemlerine rağmen Ludendorff'un Batı cephesindeki taarruzu yıldırım hızıyla sürüyordu. | Open Subtitles | بغض النظر عن مشاكل السلطات المركزية المتزايدة إندفاع "لودندورف" على الجبهة الغربية كان عاصفة تتقدم |