89 yaşındaydı. merdivenlerden aşağı bir uçuş yapmış. | Open Subtitles | لقد كان يبلغ من العمر 89 عام , و سقط من على الدرج |
Annem hakkında bir kelime daha ederseniz, sizi merdivenlerden aşağı fırlatırım. | Open Subtitles | إذا قلت في حق أمي كلمة أخرى, فسأنزلك من على الدرج تدحرجا على رأسك |
O gece Merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة. |
Merdivenlerde zaman geçirmek isteyen insanları görmek büyüleyici bir şey. | TED | إنه أمر رائع بالنسبة لي أنك ترى أشخاصًا يريدون أن يقضوا الوقت على الدرج. |
merdivenden düşme numarası da yapma. Şuurunun yerinde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولا تسقط من على الدرج أمامي لست فاقداً الوعي أبداً |
Yani benim için kilit nokta Merdivende yürürkenki bu hissi düz zemine taşımaktı. | TED | لذلك كان المفتاح بالنسبة لي هو ترجمة هذا الشعور من المشي على الدرج على الأرض المسطحة. |
Jim, şuna merdivenlerden atlama der misin? | Open Subtitles | جيم، ممكن ان تقول لها الا تقفز على الدرج |
Biz sadece ne yaptığını bırakamazsınız her zaman birilerinin kafasını merdivenlerden aşağı yuvarlanan gelir. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نترك ما تفعله كل مرة رأس أحدهم يأتي متدحرجاً على الدرج |
Hayatınızın en iyi banyosu ve saksosu... için şu merdivenlerden 12 basamak çıkmanız yeterli. | Open Subtitles | أفضل حمام ومتعة حظيت بهما على بعد أقل من 12 خطوة على الدرج |
Eğer katı geçip, merdivenlerden aşağı inebilsek bile bize ateş edene kadar, kötü adamları rehinelerden ayırt edemeyiz. | Open Subtitles | و إذا تمكنا من عبور الطابق نزولاً على الدرج ما زلنا لا نستطيع أن نميز الناس الجيدين من الأشرار |
Sonuncusunda kedi merdivenlerden düştü diye gülüyorum. | Open Subtitles | أنا أضحك في الصورة الأخيرة لكن هذا فقط لأن الهرة سقطت من على الدرج |
Onu son gördüğümde, Merdivenlerde ağlıyordu. | TED | آخر مرة رأيته كان جالساً يبكي على الدرج |
Merdivenlerde bekliyeceğiz. | Open Subtitles | سنقف على الدرج , تعالى ديستل مع الكنيسه فى الخلفيه |
Ve kendimi iğrenç hissettim, dışarı çıktım ve Merdivenlerde oturdum. | Open Subtitles | فشعرت بالســوء و ذهبنــا للخـارج وجلسنــا على الدرج الأمامـي |
Onun yanında kal Ve eğer gerekirse bütün gün Merdivenlerde otur. | Open Subtitles | وتنتظرين على الدرج طوال النهار اذا لزم الامر |
Görünen o ki geçen gece eve geldiğinde merdivenden düşmüş. | Open Subtitles | يبدو أنه عندما وصل تلك الليلة سقط من على الدرج |
Sen de kaldıkları otele giderken tökezlemiş ve iki kat merdivenden aşağı düşüp, pencereye uçmuşsun. | Open Subtitles | و بعد ذلك تعثرت و سقطت من على الدرج و اخترقت نافـذة |
Merdivende temizlediğin pislik gibi. | Open Subtitles | مثل القذارة التي نظفتيها على الدرج الليلة |
Denizci içeri daldı, biliyorum. İkisini Merdivende gördüm. | Open Subtitles | البحار اقتحم المكان , أعلم ذلك , لقد رأيتهما هما الإثنان يركضون من على الدرج |
İhtiyarlamış bacaklarımla o eski merdivenleri çıkamadığım için beni bağışlayın. | Open Subtitles | ليس من السهل على كهلٍ بعُمري أن يصعد على الدرج. |
Kiliseden dönüşte öyle acele etti ki, merdivenlere takılıp düştü. | Open Subtitles | كان على عجلة من أمره لمغادرة الكنيسة وسقط من على الدرج. |
Kurban, beş katlı bir binanın merdivenlerinden sürüklenerek öldürüldü. | Open Subtitles | قُتلت الضحية وسحبت على الدرج نزولا لـ5 طوابق. |
6 numaralı merdiven boşluğunda. | Open Subtitles | إنّه على الدرج السادس. |