Bu en sevdiğim etkinlik: Yağa bulanmış sağır adamı yakala. | Open Subtitles | هذا هو الحدث المفضل لدي القبض على الرجل المدهون بالزيت |
Burada mı? Oğlumu öldüren adamı bulmak için, ruhu bile satardım. | Open Subtitles | استغني عن حياتي ولكن اعثر على الرجل الذي فعل ذلك لابني |
Art sırtındaki bir adam, dikkatini hem atına, hem silahına verir. | Open Subtitles | على الرجل الذي يمتطي الجواد أن يوزع انتباهه على حصانه ومسدسه |
Hayır, kasabada bir yerim var. Bir erkek bağımsız olmalı. | Open Subtitles | كلا , أعرف مكاناً فى المدينة يجب على الرجل أن يعتمد على نفسه |
bir erkeğin çekici olması için çok küçük eksiklikleri olmalı. | Open Subtitles | ينبغي على الرجل أن يفتقرَ لشيء ما لكيْ يكونَ جذابًا. |
Bazı şeyleri insan yapmak zorunda olduğu için yapıyor. | Open Subtitles | هناك أشياء يجب على الرجل أن يفعلها فيفعلها مضطرا |
Öyle ama zengin bir adamın o kadar da çalışmasına hiç gerek yok. | Open Subtitles | أجل، لكن لا ينبغي على الرجل أن يعمل طوال الوقت من أجل المال |
Şu günlerde bir adam için nerede olacağını bilmek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب على الرجل أن يعرف إلى من ينتمى هذه الأيام |
Sadece karımı öldüren adamı bulun ve bu iş bitsin artık. | Open Subtitles | فقط اعثر على الرجل الذى قتل زوجتى ولننتهى من هذا الأمر |
Siz anlaşma teklif etmeden önce doğru adamı yakaladığımızdan emin olalım. | Open Subtitles | لنتأكد من حصولنا على الرجل الصحيح قبل أن تقدمي له صفقة |
Eğer işlerin başındaki adamı bulabilirsem bu partiyi bir ayaklanma çıkmadan bitirebiliriz. | Open Subtitles | إن عثرت على الرجل المسئول، نستطيع إنهاء هذا بدون بدء حالة فزع |
Sabah uyandın ve oğlunu öldüren adamı ziyaret etmen gerektiğini mi düşündün? | Open Subtitles | إذاً إستيقظت و فكرت في إلقاء التحية على الرجل الذي قتل إبنك. |
bir adam asla silahının namlusuyla ya da servetiyle yargılanmamalı. | Open Subtitles | يجب ألا يُحكم على الرجل بطول بندقيته أو حجم ثروته. |
bir adam asla silahının namlusuyla ya da servetiyle yargılanmamalı. | Open Subtitles | يجب ألا يُحكم على الرجل بطول بندقيته أو حجم ثروته. |
Eğer zamanı geldiyse Bir erkek safariye çıkmalıdır. | Open Subtitles | لا بد على الرجل أن يذهب برحلة برية عندما يحين وقته |
Bilemeyebilirsiniz ama Bir erkek için ölümden beter durumlar vardır. | Open Subtitles | ، حسناً، أنت ربّما لا تعرف ذلك ولكن هناك أشياء تأتي على الرجل اسوأ من الموت ؟ |
Peki, Bir erkek buralarada çiçek çelengi almak için ne yapmalıdır? | Open Subtitles | اذا ماذا على الرجل ان يفعل ليحصل على اكليل من الزهور هنا ؟ |
Adil dövüşse, bir erkeğin görevi. Ama bu şekilde... | Open Subtitles | القتال العادل واجب على الرجل لكن بهذه الطريقة ؟ |
Eh, insan bir yerlere kök salmalı. | Open Subtitles | حسنًا ، على الرجل أن يزرع الجذور في مكان ما |
Bir adamın hırsı istediğini koparıp alabilir yoksa cennetin manası ne? | Open Subtitles | على الرجل أن يعلم ما في قبضته أو ماذا لدى السماء؟ |
Arkadaşlar, öldürdüğünüz ya da esir aldığınız her adam için ödül, yüz Dolar'dır. | Open Subtitles | ايها الاصدقاء, المكافأة على من تقتلون ستكون هكذا مئة دولار على الرجل |
O adama niçin 6,000 dolar önerdiğini bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف لماذا عرضتَ على الرجل ستة آلاف دولار؟ |
Scully'nin incelediği adam hakkında biraz daha fazla bilgi elde ettim. | Open Subtitles | على الإمتحان الذي سكولي أدّى على الرجل. ما؟ |