Baş parmağın düğmenin üstünde olsun böylece misina boşta olur. | Open Subtitles | ابق اصبعك على الزر هذا يخرج الخيط |
Khrushchev'un düğmenin üstünde bir parmağı duruyor. | Open Subtitles | لقد وضع الرئيس خروشوف إصبعه على الزر. |
Mikrofonu kaldırın ve küçük siyah tuşa basılı tutun ve konuşun. | Open Subtitles | فقط عليكما أن ترفعا المايك وتضغطا .على الزر الأسود الصغير وتتكلما |
Görevliyi çağırmak için düğmeye basar mısın? Kondutörün... bir sonraki istasyonla radyo bağlantısı kurmasını istiyorum. | Open Subtitles | اضغط على الزر لطلب الحمال فانا اريد الكمسارى ليبعث برساله بالراديو الى المحطه التاليه |
Kullanıcının suyu kaynatmak için şu düğmeye basması gerekiyor, yani şu anlama geliyor, hepimiz tembel olduğumuz için ne kadar ihtiyacın varsa o kadar dolduruyorsun. | TED | المستخدم يجب حقا ان يضغط على الزر لجعل مائه يغلي و الذي يعني , بما ان جميعنا كسولين سوف تملئ تحديدا ما تحتاجه |
düğmeye basınca şehrin tamamı kararır. | Open Subtitles | إن ضغطت على الزر يحدث انقطاع للتيار الكهربائي على نطاق المدينة |
Biri o düğmeye basmadan uçamaz. | Open Subtitles | أنت تعلم إنه لن يطير إن لم يضغط أحد على الزر |
Aa ben, düğmenin üstünde! | Open Subtitles | انظروا، هذا أنا على الزر |
düğmenin üstünde. | Open Subtitles | (سبايس) أضغط على الزر |
Bir tuşa basarak her şeyi dağıtmana izin veriyorlar. | Open Subtitles | هم يدعوك تضغطين على الزر . الذي يضغط على كل شيء |
Önce büyük tuşa, sonra küçük kırmızı tuşa mı basacağım? | Open Subtitles | اذن يجب ان اضغط على الزر الكبير و الرز الأحمر الصغير؟ |
Yardıma ihtiyacınız olursa sadece arkanızdaki duvardaki kırmızı tuşa basın. | Open Subtitles | ولو احتجتما أيّ مُساعدة، فأضغطا على الزر الأحمر على الجدار خلفكما. |
Bilirsiniz ya, laboratuvar fareleri şeker için düğmeye basmayı öğrenir, sonra da durmadan düğmeye basar dururlar. | Open Subtitles | تعلم، فئران المختبر التي تضغط على الزر للحلوى أنها تبقي فقط تضغط مرارا وتكرارا |
insanların ölmesini istediği için düğmeye basmadı, bana kızdığı için bunu yaptı. | Open Subtitles | لم يضغط على الزر لأنه أراد قتل البشر بل قام بذلك لأنه كان غاضباً منّي |
Sokaklarımız gerçekten çok geniş yolu geçmek için düğmeye basabilir ve karşıya zamanında yetişebilmek için koşmak zorunda kalabilirdiniz. | TED | كانت شوارعنا عريضة حقاً، وكان عليك الضعط على الزر لكي تستطيع العبور، ويجب عليك أن تركض لكي تصل إلى هناك قبل نفاذ الوقت. |
Bunlar kahrolası gerçek! Şimdi kahrolası şu düğmeye bas. | Open Subtitles | أنه كله حقيقي والان اضغط على الزر اللعين |
şu düğmeye basta kontrol et dostum. | Open Subtitles | إضغط على الزر و تأكد من حجرة الرصاص |
Bilmiyorum, şu düğmeye bas. | Open Subtitles | لا اعلم. فقط اضغط على الزر. |
Şey, düğmeye basınca akvaryum aşağı inecek. | Open Subtitles | حسنا.اضغط على الزر والزر سيحرك الحوض. |
(Gülüşmeler) Bu nedenle düğmeye basmadan önce kendinizin ve diğerlerinin hazır olduğundan emin olun. | TED | (ضحك) لذلك قبل الضغط على الزر تأكد من أنك نظيف وكل واحد آخر يجب أن يكون نظيف. |