"على السطح" - Traduction Arabe en Turc

• Çatıda
• çatıdan
• çatıdaki
• yüzeyde
• yüzeye
• Çatıdayım
• güvertede
• çatıya
• yüzeyinde
• Damdan
• Damdaki
• Terasta
• çatıdayız
• yüzey
• yüzeydeki

Olay esnasında karşı Çatıda çamaşır asan iki tanığımız var.
الآن هناك شاهدان عيان كانا يعلقان الملابس على السطح المقابل

Güncel olanı elime geçti ve inan bana Çatıda kesinlikle bir kamera var.
حصلت الآن على واحدة حديثة وصدقني، من المؤكد أن هناك كاميرا على السطح.

Çatıda tüfekle bekleyen adamınızı görüyorum. İyi nişan alır mı?
أرى رجلك على السطح ببندقية قنص، ما مدى براعة تصويبه؟

Benim bir şey yaptığım yok. çatıdan düştün, o kadar.
أنا لم أفعل أي شيء أنت سقطت من على السطح

- Ne? Sanırım yine karışma var. çatıdaki keskin nişancıdan sinyal gelmiyor.
أعتقد أن هنالك وميض آخر القناص على السطح مات ولا أحد بقربها

Kelp yosunu gibi bitkilerin buzdaki çatlaklar arasından gelişip yüzeyde serpildiğini hayal edebilirsiniz.
تخيلوا النباتات هناك تنمو كالأعشاب البحرية خلال التشققات الثلجية حتى تظهر على السطح

Susan'ın teçhizatı bu: dört ampul, radyo, belki küçük bir el feneri, Çatıda küçük bir güneş paneli.
هذه هي عِدة سوزان: أربع مصابيح كهربائية، راديو، وكشاف نور صغير، ولوح شمسي صغير على السطح.

Hemşire, oğlum sizin hutbenizden sonra Çatıda Bakire Ana'yı görmüş.
ايتها الراهبة، ولدي الصغير رأى الأم العذراء على السطح الليلة الماضية بعد خطبتك

Çatıda ki Fransson. Burda ki bütün bu deli insanlar.
عن فرانسون الذي يقضي وقته على السطح عن كلّ هؤلاء الناس المجانين هنا

- Çatıda parti var. - Geri zekalıyı davet edebilir miyim?
ـ ثمة حفلة على السطح ـ أيمكننى أن أدعو السيد صاحب الرأس المبلطح؟

Laf edip durmasana sırık fasulyesi. Seni o Çatıda bırakabilirdik!
لماذا لا تتراجع أيها الأحمق كان من الممكن أن نتركك على السطح

- Çatıda hokey oynamak için dükkanı kapattın ama.
اغلقت المحل قبل قليل لتلعب الهوكي على السطح

En azından Çatıda, birisinin içeri girmek istediğini görebiliyorim.
على الاقل عندما كنا على السطح, استطيع ارى اذا اراد احد الدخول

Birisini mankene giydirdiyse, çatıdan mankeni atması için birini tuttuysa.
وألبس أحدهما لدمية، وإستأجر شخصاً لرمي الدمية من على السطح.

Bazı çocukların çatıdan boya attığına dair bir isimsiz ihbar aldım.
وصلتني معلومة مجهولة المصدر عن أطفال يرمون الدهان من على السطح.

Yine radar sorunu sanırım. çatıdaki tetikçinin sinyali kayboldu. Yanında kimse yok.
أعتقد أن هنالك وميض آخر القناص على السطح مات ولا أحد بقربها

Jolinar yüzünü bana bir daha gösterirse, onu yüzeyde öldüreceğimi bilirdi.
جولينار كانت ستموت على السطح قبل أن تجعلنى أرى وجهها ثانية.

Yaklaşık 8 km mesafede 2-3-2 yönünde bilinmeyen bir nesne yüzeye çıkmış görünüyor.
فلدينا جسم بارز على السطح عند زاوية 232 على مقربة 8 آلاف ياردة.

Dinle, Çatıdayım ve burada sim buldum.
إسمعِ، أنا على السطح ، وقد وجدت بعض حبوب اللمعان هنا

İyi, burada bırakıyoruz. Beş dakika sonra güvertede buluşalım.
انك ستتوقف هنا سأراك على السطح بعد خمس دقائق

Sbah saat 6:00'da çatıya ve çatıya yakın kapılara nişancılar istiyorum
في 6 صباحا اريد قناصين على السطح وعلى السطح المقابل للباب

bize bir şeyler anlatmakta. Uzun zaman önce, yüzeyinde suyun bol ve bir kaynağının olduğu deltanın kalıntılarını anlatan bir resim.
إنها تظهر بقايا الدلتا، وهذه الصورة تخبرنا شيئًا: كان الماء وفيرًا وظل ينبع على السطح لفترة طويلة جدًا.

Eskisi Damdan düştü. Babam da kıyafeti giydi.
بابا نويل سقط من على السطح وأبى أرتدى بدلته

İyi bir musevi olmadığımı biliyorum... ..ama Damdaki Kemancı`yı kiraladım, ve seyredeceğim.
أعلم أنني لم أكن يهودياً ممتاز لكن استأجرت فيلم "عازف كمان على السطح" وسأشاهده

Terasta sevişirlerken makarna parçası kızın vücudundan kurbanımızın vücuduna geçiyor.
عندما كانوا يمارسوا الحب على السطح قطعة من المكرونة إنتقلت من جسدها لجسده

Şu anda çatıdayız, Merkez.
إلى القيادة، نحن على السطح

Etrafınıza bakarsanız, bütün bu siyah kayaların yüzey boyunca uzandığını görürsünüz.
إذا نظرتِ حولك، ستجدين كل هذه الأحجار السوداء المرميين على السطح

Köpekbalıkları buraya yiyecek için geldi ama yüzeydeki her şeyle ilgileniyorlar.
اسماك القرش هنا لكي تتغذى ولكنهم يهتمون بأي شيء على السطح