Nükleer silahlar, oyunları kazanmaya yarayan şeyler. | TED | الأسلحة النووية تساعدها على الفوز في الألعاب. |
Hayatın boyunca kazanmışsan kazanmaya devam etmek zorundasındır. | Open Subtitles | وعندما تصنع الفوز طوال حياتك يجب أن تحافظ على الفوز |
Ülkedeki 50 liseden tam 50 amigo takımı bu yarışı kazanmak için burada toplandılar. | Open Subtitles | خمسون فرقة من خمسون مدرسة ثانوية عبر البلاد مُتَجَمّعون هنا للمنافسة على الفوز |
Hey koç! Üç Galibiyet için teşekkürler! Sen bir aptalsın! | Open Subtitles | يا كابتن شكراً على الفوز لثالث مرة انت اخرق |
Ne yani, Sterling'i Yenemeyeceğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | (نعم ، لا تقلق بشأن (ستارلينغ ماذا ، أنت لا تعتقد أنني قادر على الفوز على (ستارلينغ)؟ |
Ancak kalbinde ki o katilden korkmaya devam edersen kazanamazsın. | Open Subtitles | لكنّك لا تقدر على الفوز و أنت لا تزال خائفاً مِن رهبة القتل التي في قلبك |
Bu yalnızca senin devamlı olarak kazanmaya alışmandan kaynaklanıyor ve kaybedinceye kadar da gerçek bir kaptan olamayacaksın. | Open Subtitles | انت فقط متعودة على الفوز وانتِ فعلا لم تكنِ قائدة الا عندما فقدتيها. |
Bugün kazanacağım, yarın kazanacağım, ...ve ta ki ben tamam diyene kadar, kazanmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | سَأَرْبحُ اللّيلة، سَأَرْبحُ غداً، وسَأَبقي على الفوز حتى أَقُلْ بأنّنا نَعْملُ. |
Garip, biliyorum. Ama bu sayede onu her defasında kazanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وهذا مايُجبرني على الفوز بها، مِراراً وتكراراً |
Sadece kendimizi kazanmaya ne denli adadığımızı göstermek istedim. | Open Subtitles | أردت منك فقط أن ترى كم نحن مصممون على الفوز. |
Sadece sokak dansı finallerini kazanmaya odaklanalım, olur mu? | Open Subtitles | دعونا نركز على الفوز في نهائيات الرقص , حسنا؟ |
Gerçekten zalim bir rakip, tehlikeli olma anlamında değil, ne pahasına olursa olsun kazanmaya kendini çok adaması anlamında. | Open Subtitles | إنه منافس حقيقي متوحش ليس كونه خطيرا بل لكونه مدمنا على الفوز مهما كلف الأمر |
O yüzden bu seçimi kazanmak için çalışmaya devam, tamam mı? | Open Subtitles | ... إذًا لنركز على الفوز بالحملة ، هل يمكننا ذلك ؟ |
Bak, bütün bunlar onun için bir oyun gibi, ve o kazanmak için hepimizi öldürmeye kararlı. | Open Subtitles | تيدو, وكانها كانت لعبته, وانه كان مصمما على الفوز بها عن طريق قتلنا جميعا. |
Diyorum ki ikimiz de biliyoruz ki kazanmak için işin kolayına kaçıyorsun. | Open Subtitles | أقول أن كلانا نعرف أنكِ ستختصرين للحصول على الفوز. |
Hey koç! Üç Galibiyet için teşekkürler! Sen bir aptalsın! | Open Subtitles | يا كابتن شكراً على الفوز لثالث مرة انت اخرق |
Tatlım, bil diye söylüyorum benimle evleneceğine göre artık hiçbir şeyi kazanamazsın. | Open Subtitles | العسل، فقط حتى تعرف... الآن بعد أن كنت الزواج مني، كنت لا تحصل على الفوز بعد الآن. ننسى ذلك. |