Sonra damadının Mavi Trende kızıyla birlikte olmayı planladığını öğreniyor. | Open Subtitles | ثم علم بخطة كيترينج للانضمام الى روث على القطار الأزرق |
- Trende ıkınma diye bir şey yok. - Ikınma mı? | Open Subtitles | لا يوجد طعام على القطار لا طعام على القطار ؟ |
Sadece son üç gün ve Trende. | Open Subtitles | فقط على القطار ، فى آخر ثلاثة أيام قبل رحيلنا |
Aynen! Yarın Trendeki işin bu. Bu listenin açığa çıkmasına izin verme. | Open Subtitles | بالضبط, هذه ستكون مهمتك غدا على القطار لا تجعل هذه القائمة تتسرب |
Trendeki görevliler ve yolcular izleme vagonuna gidişinden bahsetti. | Open Subtitles | بعض الركاب على القطار قالوا بأنه قد سقط من عربة الملاحظة |
Buraya gelmek için Trene binerken beni çocuklar uğurladı. | Open Subtitles | انظر، روكى، مباشرة قبل قدومك هنا، الأولاد ودعوني على القطار |
trenle köye giderken bana bir hediye verdi: Coach marka kahverengi bir deri bozuk para cüzdanı. | TED | على القطار إلى البيت، قدمت لي هدية: محفظة نقود مع تقليم جلد بني من العلامة التجارية كوش. |
Bratislava'dan Münih'e giden 68 numaralı Trendeyim. | Open Subtitles | أنا على القطار 681 من براتيسلافا إلى ميونيخ |
Haydutlar çok şaşırdı, çünkü askerler Trende onları bekliyordu. | Open Subtitles | هناك مفاجأة كبيرة لقطاع الطرق لأن الجنود على القطار فى أنتظارهم |
Benimle şimdi gelmeyeceksen ben buradan giden Trende olacağım. | Open Subtitles | إذا لم ترحل معى الآن فسأرحل على القطار المغادر من هنا |
Onu takip edip, kaçmaya çalıştığında onu Trende sıkıştırmış ve pencereden atmış olabilir. | Open Subtitles | تبعه عندما حاول الهروب ثانية حاصره على القطار وألقى به من النافذة دون أن يخبر الأثنين الآخرين |
Jacques'a peynirin Trende olduğunu söyle. Pierre ve Raoul için biraz ayırsın. | Open Subtitles | قل لجاك ان الجبنه على القطار ولتحتفظ بقطعه لبيير و راؤول |
Trende birlikte olduğum arkadaşımla buluşmalıyım. Bana ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | صديقى الذى كان معى على القطار , يجب ان اقابله الان , ربما لا يكون على قيد الحياه |
Şüphesiz sizin bu Trende olacağınızı hiç düşünmemişlerdi. | Open Subtitles | أغلب الظن يا سيد بوارو لأنهم لم يكونوا يتوقعون تواجدك فى أن تكون على القطار.. |
Paul, Trendeki şu tablolardan birini gördün mü hiç? | Open Subtitles | بول , هل سبق لك ان رأيت اى من هذا الطلاء على القطار ؟ |
İstediğin isimlerin listesi. Trendeki yolcuların. | Open Subtitles | قائمة الأسماء التى طلبتها الركاب الذين كانوا على القطار |
Seni buraya gönderen adamı ara ve iyice baktığını ve bizim Trendeki insanlar olmadığımızı söyle. | Open Subtitles | إدع الرجل الذي أرسلك هنا ويخبره حصلت على نظرة فاحصة، ونحن ما كنّا الناس على القطار. |
Mektubunu alır almaz Trene atladın. | Open Subtitles | وعندما تلقيت رسالتها لم تستطع أن تحصل على القطار بالسرعة الكافية |
- 1948'de, son trenle. - Ve hicret bir gemide başladı. | Open Subtitles | ـ أجل في 1948، على القطار الأخير ـ النزوح الجماعي حدث بزورق |
Bir keresinde Trendeyim, tatilde 4 tane hayvan, biri bıçaklı. | Open Subtitles | مرة من المرات كنت في القطار أثناء اجازتي أربعة من هؤلاء الحيوانات كانوا على القطار.. أحدهم عنده سكين |
Beni metroda görmüş. Burada buluşalım diye mesaj bıraktı. | Open Subtitles | رآني على القطار و ترك لي رسالة لألاقيه هنا |
"Trendeyken korkuyorduk, geleceğimizin ne olacağına dair bir fikrimiz yoktu." | Open Subtitles | عندما كنّا على القطار ، كنّا خائفين نحن لا نعرفنا ماذا سيكون مصيرّنا |
İnsanlar da tren durduğu zaman inerler. | Open Subtitles | لهذا السبب تنزل الناس من على القطار عندما يتوقف |