Kitap için teşekkür ederim. Tanıştığımıza çok memnun oldum. | Open Subtitles | حسناً، شكراً على الكتاب كان من سروري مقابلتك |
Hayır, kalemi kastetmedim. Kitap için teşekkürler. | Open Subtitles | لا , لم اقصد القلم شكرا على الكتاب |
Kitap için teşekkürler, geri getireceğim. | Open Subtitles | شكرا على الكتاب , سأعيده اليك |
Biliyorsun, tüm bu eğitimler kitabı ele geçirdiğimizde başarılı olur. | Open Subtitles | أتعلم ,كل هذا التدريب سيكون رائع حين نصل على الكتاب. |
Eğer kitap üzerine çalışmak istersen, yarın akşam 8:30'da bana gel. | Open Subtitles | لو مازلت تريدين العمل على الكتاب كوني في منزلي عند الثامنة |
Bence, kızı kaybettiğinden depresyona girdiğin için kitap üzerinde çalışamıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك لا تعمل على الكتاب لأن كنت تعاني الاكتئاب بسبب خسارتك للفتاة |
Kafan hep kitaplara gömülü. | Open Subtitles | دائمًا تضع رأسك على الكتاب. |
O kitabın üzerinde ismin yazıyor. | Open Subtitles | اسمي مكتوبٌ على الكتاب لو أخذته، فأنت تسرقه منّي |
Kitap için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك على الكتاب. |
Sana Kitap için teşekkür etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | لقدأراد أن يشكرك على الكتاب |
Kitap için teşekkürler. | Open Subtitles | أشكرك على الكتاب |
Takahata'yla bir şeyler üzerinde gece yarısına kadar çalışıyordum ondan sonra bir Kitap için çalışmak zorundaydım bu yüzden Tokuma Shoten'daki ofisime gidecektim. | Open Subtitles | سوف أعمل أشياء مع (تاهاكاتا) حتى منتصف الليل ثم سأعمل على الكتاب بعد ذلك لذلك ذهبت إلى مكتبي في (توكوما شوتين) |
- Kitap için sağ ol. | Open Subtitles | شكرا على الكتاب |
Kitap için tebrikler, Bill. | Open Subtitles | مبروك على الكتاب يا بيل. |
Kitap için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك على الكتاب |
Talus kitabı ele geçirmeden ve Ramusan'ın halkını esir almadan önce | Open Subtitles | حورس يجب أن يوقف تاليس قبل أن يستولي على الكتاب |
Efendi kitabı ele geçirirse hepimizi yok eder. | Open Subtitles | إذما أستحوذ السيد على الكتاب سيدمرنا جميعاً. |
Yarın benden ayağa kalkıp kutsal kitap üzerine elimi koyarak en azından bu ipucuna ulaşıp,ulaşmadığıma dair . | Open Subtitles | إذن ، غدا ، سيطلبون مني أن أقف على المنصة وأضع يدي على الكتاب المقدس وأقسم ، أنني أنا من تلقيت النصيحة بالفعل |
Kutsal kitap üzerine yemin etmeniz. | Open Subtitles | قسمك على الكتاب المقدس |
Son birkaç hafta kitap üzerinde çalışırken müthiş derecede heyecan vericiydi. | Open Subtitles | العمل على الكتاب في الأسابيع القليلة الماضية كان أكثر شيء مثير ومتعب طوال حياتي المكتئبة. |
kitap üzerinde biraz daha çalışmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن نعمل على الكتاب بعض الشيء؟ |
Kafan hep kitaplara gömülü. | Open Subtitles | دائمًا تضع رأسك على الكتاب. |
Bob kitabın üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmadığını açıkça belirtmeli. | Open Subtitles | كان ينبغي على بوب أنْ يوضّح بجلاء أنّ ذلك لن... يكون له تأثير سلبي على الكتاب بتاتاً. |