Ufak bir bıçak kayması... Sonsuza kadar tekerlekli sandalyeye mahkum olur. | Open Subtitles | ولو فشلت سيظل على الكرسي المتحرك بقية عمره |
Hayatta kalırsa belden aşağısı felçli halde tekerlekli sandalyeye mahkum olacak. | Open Subtitles | إذا نجا، سيكون مشلولاً في منطقة الخصر ويقضي حياته على الكرسي المتحرك |
Bir zencinin tekerlekli sandalyede sertleşebileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتصور بأن زنجياً سيقوم بالأمر وهو على الكرسي المتحرك. |
Geçen yıl tekerlekli sandalyede gelen adamı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | جميعنا قلقنا اتذكر ذلك الرجل ذا الساق الواحدة على الكرسي المتحرك من السنة الماضية |
McKinley'de iken süveterinin ve kemerli pantolonunun içinesıkışmış Tekerlekli sandalyedeki birinekolduğumiçin kimse benimle takılmak istemiyordu. | Open Subtitles | في ماكنلي لم يرد أي شخص فعل أي شيء معي لأننكي كنت الغبي على الكرسي المتحرك |
Şu Tekerlekli sandalyedeki adam. O adamı gösterebilir misiniz bana? | Open Subtitles | ذلك الرجل على الكرسي المتحرك هل بإمكانكَ أن تُريَني ذلك الكرسي؟ |
tekerlekli sandalye deki hanımefendi, ne isterse elde etsin. | Open Subtitles | من أن السيده على الكرسي المتحرك تحصل على كل ماتريده |
Ben tekerlekli sandalyeye mahkum bir adamım. | Open Subtitles | وانا الشخص الذي على الكرسي المتحرك |
O tekerlekli sandalyede otururken bizi kim koruyacak? | Open Subtitles | من سيحمينا بينما لا تزال على الكرسي المتحرك ؟ |
Geldi. Tabii ki tekerlekli sandalyede. | TED | و جاءت، بالطبع على الكرسي المتحرك. |
Hastayı temizledim ve şimdi de koridorda tekerlekli sandalyede oturuyor. O zaman buraya da öyle yaz. | Open Subtitles | المريض استحم والان هو يجلس على الكرسي المتحرك في الممر- حسناً, لماذا لاتكتب هذا هنا - |
- Tekerlekli sandalyedeki avukat. | Open Subtitles | المحامي على الكرسي المتحرك |
Tekerlekli sandalyedeki bayanın adı Linda. | Open Subtitles | السيدة على الكرسي المتحرك تدعى (ليندا). |
İntihar eden bir tekerlekli sandalye kullanıcısı hakkındaki film gişe rekoru kırdığında filmi övebiliriz, gerçek bir tekerlekli sandalyeli filmdeki klişenin haksız ve zararlı olduğunu söylese bile. | TED | نحن نثير لغطاً عندما نسمع عن انتحار شخص مقعد على كرسي متحرك على الرغم من الحقيقة التي يخبرنا بها المُقعد على الكرسي المتحرك أن الصورة النمطية ظالمة ومدمرة. |
Bu Leonard Mills tekerlekli sandalye, olduğunu. | Open Subtitles | ذلك هو (ليونارد ميلز), الذي على الكرسي المتحرك. -ما خطبه؟ |