Hotel Güvenlik Merkezini bulun. Benimle Telsizden haberleşin. | Open Subtitles | إبحث عن مكتب أمن الفندق وإبق على إتصال معي على اللاسلكي |
Onu Telsizden duyduk efendi. Lütfen bu tehdidi ciddiye alın. | Open Subtitles | نحن سمعناه على اللاسلكي أرجوك خذ هذا التهديد على محمل الجد |
- Herhangi bir şey görür ya da duyarsanız, bu Telsizden hemen benimle irtibata geçeceksiniz. | Open Subtitles | تفقد - إذا رأيتم أو سمعتم أي شيئ - سوف تتصلون بي مباشرة على اللاسلكي |
Babam hala dönmedi. Telsizde nefes alış sesi duyduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ أنكِ سمعتِ تنفسا ثقيلا على اللاسلكي |
Buna rağmen Telsizde duyduğun şeyin illüzyon olduğu manasına gelmez. | Open Subtitles | و مع ذلك, فلا يعني أن ما سمعتيه على اللاسلكي كان وهماً |
Sayın Başbakan, radyoda birşey duydunuz diye savaş ilan edemezsiniz. | Open Subtitles | بسبب شيء سمعته على اللاسلكي لا تقل لي ما يجب القيام به , "كولفيل" |
Telsizden duyduk. Gitmeliyiz! | Open Subtitles | يقولون أنهم قادمون على اللاسلكي |
- Telsizden duydum. | Open Subtitles | -ماذا؟ لقد سمعت هذا على اللاسلكي.. |
Telsizden bir mesaj aldım. | Open Subtitles | مكالمة جائت على اللاسلكي |
Ses o kadar kötüydü ki Hammond Telsizden söylediklerimizin tek kelimesini bile duyamıyordu. | Open Subtitles | كانت الضوضاء عالية ولم يسمع هاموند) اي كلمة على اللاسلكي) |
Polislerin sesi Telsizden çok şaşırmış gibi geliyordu. | Open Subtitles | -بدا الشرطي على اللاسلكي مذهولاً . |
Telsizden olanları duydum. | Open Subtitles | -لقد سمعت ما حدث على اللاسلكي |
Telsizde aklımı kaçıracağım. | Open Subtitles | سوف أجن من كوني على اللاسلكي دائما |
Telsizde cızırtı duydum. | Open Subtitles | لقد رأيت وميض الضوء على اللاسلكي |
Telsizde hiçbir ihbar yoktu. | Open Subtitles | لم نتلقى أيّ إتّصال على اللاسلكي. |
Karargah, Efendim, Telsizde! | Open Subtitles | إنه مقر القيادة على اللاسلكي |
Bana güvenmeni istiyorum. O radyoda Stiles'ı duyduğıma eminim. | Open Subtitles | أريدك أن تثق بي، أنا واثق بأنني سمعت صوت (ستايلز) على اللاسلكي. |
radyoda konuşan yaşlı Churchill. | Open Subtitles | (تشرشل) العجوز على اللاسلكي |