uyuşturucuya karşı olan amaçsız savaşla oldu. | TED | بل كانت تلك الحملات الغير موجهة جيداً على المخدرات. |
Brezilya ayrıca dünyada en çok uyuşturucu tüketilen ülkelerden biri ve uyuşturucuya karşı verilen mücadele burada oldukça sancılı geçiyor. | TED | البرازيل هي أيضاً واحدة من أكثر دول العالم استهلاكاً للمخدرات، والحرب على المخدرات كانت مؤلمة هنا. |
uyuşturucuya karşı verilen savaşla ilgili acı gerçeği bu etkili tartışmalar ortaya çıkardı. | TED | لقد كان نقاشا استراتيجيا مقنعا كشف حقيقة مؤلمة عن الحرب على المخدرات. |
Acı gerçekse, Uyuşturucuyu kontrol edince, şehri de kontrol edersin. | Open Subtitles | الحقيقة المحزنة هي أنك حينما تسيطر على المخدرات تتحكم بالمدينة |
Adam ilaç alıyor muydu? Evet. İlk önce uyuşturucu bağımlısı olduğunu sandım. | Open Subtitles | نعم في بادئ الأمر أعتقدت أنه يأخذها لأنه كان مدمن على المخدرات |
uyuşturucuya karşı verilen savaş her alanda başarısız olmuştu. | TED | ببساطه الحرب على المخدرات فشلت بكل المقاييس. |
Bir ay sonra ilk basın açıklamanı yapar ve başkanın... uyuşturucuya karşı yapılan mücadeledeki stratejisini açıklarsın. | Open Subtitles | أيضاً، بعد شهر واحد من اليوم ستعقد أول مؤتمر صحفي رسمي لك فيه، أنت ستلخص إستراتيجية الرئيس لفوز الحرب على المخدرات |
Eğer uyuşturucuya karşı bir savaş varsa... o zaman ailemizdeki birçok kişi düşmanın ta kendisidir. | Open Subtitles | إذا كان هناك حرب على المخدرات إذت فالعديد من أفراد عائلتنا هم الأعداء |
Bir ay sonra ilk basın açıklamanı yapar ve başkanın... uyuşturucuya karşı yapılan mücadeledeki stratejisini açıklarsın. | Open Subtitles | أيضاً، بعد شهر واحد من اليوم ستعقد أول مؤتمر صحفي رسمي لك فيه، أنت ستلخص إستراتيجية الرئيس لفوز الحرب على المخدرات |
Eğer uyuşturucuya karşı bir savaş varsa... o zaman ailemizdeki birçok kişi düşmanın ta kendisidir. | Open Subtitles | إذا كان هناك حرب على المخدرات إذت فالعديد من أفراد عائلتنا هم الأعداء |
Tüm saygımla söylüyorum Müdür Bey, sanırım bununla yüzleşmeniz lazım ki, uyuşturucuya karşı savaş kazanılamaz. | Open Subtitles | معَ احترامي أيها الآمِر، أعتَقِدُ أنهُ عليكَ تَقَبُّل حَقيقَة أنَ الحَربَ على المخدرات لا يُمكنُ الفَوزُ فيها |
uyuşturucuya karşı açılan savaşın, son on yılda mükelleflere olan maliyeti yüz milyar dolardan fazladır. | Open Subtitles | أن شنّ الحرب على المخدرات كلف 100 .بليون دولار في السنوات العشرة الماضية |
19. yüzyılda, Çinliler uyuşturucuya karşı kendi mücadelelerini verdiler. | Open Subtitles | في القرن الـ19، شنّ الصينــــيون حربهم الخاصة على المخدرات. |
Kimse uyuşturucuya karşı savaşın ucuz olacağını söylemedi, bro. | Open Subtitles | أجل، لم يقل أحد أن الحرب على المخدرات ستكون رخيصة، يا أخي. |
Sebebi de uyuşturucuya karşı verilen savaş. | Open Subtitles | [والسبب انه سيحدث هو الحرب على المخدرات] |
"uyuşturucuya karşı savaş başarısız oldu" | Open Subtitles | "الحرب على المخدرات فاشلة" |
Ama bunları yapıncaya... ve Uyuşturucuyu alıncaya kadar... onu sadece izlemekle yetineceğiz. | Open Subtitles | .. لكن ماذا سيفعل حتى ذلك الوقت .. و كيف سيحصل على المخدرات نستطيع معرفة ذلك فقط عن طريق مراقبته |
Uyuşturucuyu hoş görmem ve olmaz dedim. | Open Subtitles | أنا لا أوافق على المخدرات و أخبرتة أنة يجب أن يذهب لقد أصبح عدائي جدا |
Sen bir şey bilmiyorsun. Polislerin, yakaladıkları Uyuşturucuyu incelemesini istemeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تريد أن تلقي الشرطة .نظرة دقيقة على المخدرات التي أمسكوا بها |
Örnek şiddetli bir anti sosyal, ve tanrı kompleksi var ve ümitsiz bir uyuşturucu bağımlısı ki bu bizim onu basit ve kesin bir şekilde kontrol etmemizi sağlayacak. | Open Subtitles | الهدف عنيف و معادي للمجتمع نظراً لأوهام الألوهية و هو مدمن ميؤوس منه على المخدرات |
uyuşturucu bağımlısı ve dört aylık hamile. | Open Subtitles | إنها مدمنة على المخدرات وهي حامل في الشهر الرابع |
Ama esas zor olan ise uyuşturucu bağımlısı bir bebeğinizin olması. | Open Subtitles | ولكن التحدي الحقيقي أن يكون الطفل مدمن على المخدرات. |