Parayı bulmakla meşguldük. Daha iyi bir çanta arayacak vaktimiz olmadı. | Open Subtitles | كُنّا مشغولون جداً في جمع المالِ لم نحصل على حقيبة أفضل |
Küçük bir çanta olsa itirazımı olmaz. | Open Subtitles | ليس لدينا إعتراض على حقيبة واحدة صغيرة بل إثنتان |
Hooker'ın elinde beyaz toz dolu bir çanta var. | Open Subtitles | حصلت هوكير على حقيبة مسحوق أبيض في يدّه. |
Eğer birlikte alırsak, Çantayı alabilirim. | Open Subtitles | لذلك ، إذا جمعنا بيهم يمكننا الحصول على حقيبة الكتب |
Ben Lily'nin çantasına bastım, çilek suyu akmış telefondaki hâlini duyunca panik yaptık. | Open Subtitles | جاكسون لم يشرب العصير لقد دست على حقيبة ليلي, والعصير إنسكب منها |
Bir kere sırt çantasında şöyle çıkartma olan bir çocuk vardı: | Open Subtitles | كان هنالك فتى وضع لاصقاً على حقيبة ظهره كُتب عليه: |
Kocanızın arabasında esrar ve çok çeşitli reçeteli ilaç dolu büyük bir çanta bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على حقيبة كبيرة تحوي الماريغوانا و غيرها من المخدرات بصندوق سيارة زوجكِ |
İçinde bir tablo ile bir çanta dolusu para istiyorsun. | Open Subtitles | تريد أن تحصل على حقيبة بها المال وأخرى بها لوحة زيتية |
Carlos hem bir çanta dolusu Grizzlies ürünü alacak hem de bir ünlüyle fotoğraf çektirecek. | Open Subtitles | كارلوس سوف يحصل على حقيبة مليئة بالحماقات من الجريزلز و صورة تذكارية مع المشاهير |
Büyük bir çanta osuruğu karşılayamazsanız, büyük bir çanta osuruk size sağlanacaktır. | Open Subtitles | أن لم تستطع أن تحصل على حقيبة كبيرة من الهراء، ستوفر لك حقيبة كبيرة من الهراء. |
Adli tıp cesedin üstünde bir çanta meth buldu. | Open Subtitles | حسناً , الطب الشرعي عثر على حقيبة من المخدرات |
Sanırım bir çanta dolusu silahını aldın. | Open Subtitles | .اعتقد أنك حصلت على حقيبة مليئة بالأسلحة |
Bana yardım etmek istiyorsan odama git ve masamın altındaki bir çanta hapı getir. | Open Subtitles | تريدين مساعدتى إذهبى لغرفتى و إعثرى على حقيبة الحبوب المخبأة تحت مكتبى |
Jerry, kendine yeni bir çanta almayı hiç düşündün mü? | Open Subtitles | (جيرى) ألم تفكر أبدا فى الحصول على حقيبة جديدة ؟ |
Ekose desenli bir palto ve pembe bir çanta. | Open Subtitles | مرسوم بازلاء على حقيبة ورديّة. |
Nougantine'de kahvaltı edeceğiz sonra da Hermes'de kısa bir gezi ama sonu yeni bir çanta ile biter mi bilemem. | Open Subtitles | "سنتناول الفطور في مطعم "ناغوتين و بعده ، سنذهب في نزهة الى "هيرميز" والذي من الممكن ان يشمل الحصول على حقيبة يد |
Çantayı ait olduğu yere götürmeliyiz. | Open Subtitles | أفضل الحصول على حقيبة الى حيث تنتمي إليها. |
Çantayı aldın mı? | Open Subtitles | اذن هل حصلتي على حقيبة الكتب ؟ |
Bir el çantasına 12.000 dolar harcayacak hâlim yok ama harcayanlara haklı bir şekilde kınayarak bakmak bedava. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أنفق ـ12000 ـ دولار على حقيبة يد لكن يمكنني أن أرقاب من يفعل ذلك مجاناً لأشجبهم باستقامة |
Az önce çantasına zumladım. | Open Subtitles | ماذا ؟ لقد كبّرت على حقيبة الرجل |
Polisler yaptıkları aramada, içinde otları kurutan kimyasal bir madde ile dolu bir şişeyi Devin'in sırt çantasında bulmuşlar. | Open Subtitles | و عثرت على حقيبة ديفين مع صندوق كبير بداخله مبيد للعشب الضار |
Memur Mallen, Tyler Beacham'ın sırt çantasında kırmızı bir etiket gördünüz mü? | Open Subtitles | "إذا, ضابط "مالين رأيتَ لصاقة حمراء "على حقيبة ظهر "تايلور بيتشام أليس كذلك؟ |