"على حياتهم" - Traduction Arabe en Turc

    • hayatlarını
        
    • Onları hayatta
        
    • hayatlarından endişe
        
    • hayatlarının
        
    • hayatları üzerinde
        
    İnsanlara kendi hayatlarını kontrol edemeyeceklerni söyleyemezsin ki param yok, evim yok ve de bunların hiç biri benim hatam değil. Open Subtitles أنت لا تستطيع إخبار الناس بإنّهم ما عندهم سيطرة على حياتهم بأنّني ليس لي مال، لا بيت، وهو حتّى ليس خطأي.
    Biliyor musun, insanlar ölümden kıl payı kurtulduklarında kendi hayatlarını gözden geçirirler. Open Subtitles أتعلمين أغلب الناس عندما يوشكون على الموت يلقون نظرة على حياتهم هم
    Onları hayatta tutmakla çok meşguldüm galiba. Open Subtitles أظن إنني كنتُ مشغولاً في الحفاظ على حياتهم.
    Kurbanlar hırsızlar yüzünden, hayatlarından endişe ettiklerini söylüyor. Open Subtitles الضحايا قالوا بأن اللصوص تركوهم مٌرتعبين على حياتهم
    Rahibe olmakla ilgili sevdiğim bir diğer şey ise tedavilerinden sonra hastaları bir yıl ya da yıllarca görmekti çünkü nasıl değiştiklerini, hayatlarının nasıl geliştiğini ve onlara ne olduğunu görmek gerçekten harikaydı. TED إحدى الأشياء التي أحببتها في وظيفتي كممرضة رؤية المرضى بعد سنة أو عدة سنوات بعد تلقيهم العلاج فكم كان رائعاً رؤية مدى التغير الذي طرأ على حياتهم وكم تطورت حياتهم وماذا حدث لهم
    Kendilerini inanılması güç bir şekilde olumlu görerek hayatları üzerinde aslında olduklarından daha fazla kontrol sahibi olduklarını sanıyorlar. Open Subtitles يرون أنفسهم بطرق إيجابية لا تصدق ويعتقدون بأن لديهم السيطرة الفائقة على حياتهم أكثر مما يملكون حقيقةً
    İnsanlar hayatlarını uyarlamak istiyor. TED يريد الناس إضفاء الطابع الشخصي على حياتهم.
    hayatlarını domine eden bazı efsanelerde cevaplar bile bulmuşlardı, her ne kadar gerçeğe TED حتى أنهم وجدوا الإجابات مثل الأساطير التي سيطرت على حياتهم ولكن لا تقود بعد
    hayatlarını ortaya koyan iki polisini vuran dedektifine benziyor. Open Subtitles يبدو وكأنه واحد من المحققين الخاص بك بالرصاص اثنين من رجال الشرطة الخاصة بك، كلا منهم يقاتلون الآن على حياتهم.
    hayatlarını gölgede bırakıyor ve onları toksic atıklarla çevreliyor. Open Subtitles تلقي ظلالاً على حياتهم وتحيطهمبالغبارالسام.
    şimdi, kanlı çatışmada hayatlarını kaybetmeden önce onlarla bir görüşme yapma fırsatım oldu. Open Subtitles الان منذ فتره قليله من اطلاق النار الذى قضى على حياتهم كانت لدى الفرصه فى مقابله هؤلاء الرجال مقابله خاصه
    Onları hayatta tutmakla çok meşguldüm galiba. Open Subtitles أعتقد أنني كنت مشغولًا في المحافظة على حياتهم
    hayatlarından endişe eden şehirdeki zavallı fakirler fırtınadan dolayı camı, çerçeveyi kapatmış. Open Subtitles هؤلاء المساكين في المدينه متأهبين للإعصار قلقون على حياتهم.
    Bunun nedeni tıbbi marihuananın alınması, uygulanması ve kullanılmasının bütün bu sürecin, onlara hayatlarının kontrolünün kendilerinde olduğu duygusunu sağlamasıdır. TED إنهم يبحثون عنها لأنها وفي سياق تلقيها وتدبرها واستخدامها تعطيهم نوعًا من السيطرة التي يحتاجون إليها على حياتهم.
    Konuştuğum bu insanlar bu kaybın etrafında kendilerini kapatmadılar ya da bunu hayatlarının merkezi haline getirmediler. TED وهؤلاء الناس الذين قابلتهم، لم يعزلوا أنفسهم بعد الخسارة ولم يَدَعوها تؤثر على حياتهم.
    Gidemezler, nakil olamazlar. - hayatlarının kontrolü kendilerinde değil. Open Subtitles لا يمكنهم المغادرة أو الإنتقال ولا يوجد لديهم سيطرة على حياتهم
    İlki şu, eğer insanlara hayatları üzerinde daha fazla güç ve kontrol verirseniz, eğer insanlara daha fazla seçenek verirseniz, eğer onları şoför koltuğuna oturtursanız, o zaman aslında daha güçlü ve daha iyi bir toplum oluşturabilirsiniz. TED الأول هو هذا ، فإننا نعتقد أنه إذا توفر للناس مزيد من السلطة والسيطرة على حياتهم ، إذا أعطيت الناس خيارات اكثر إذا وضعتهم في مقعد القيادة ، ففي الواقع ، يمكنك خلق مجتمع أفضل وأقوى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus