"على ذلك الكرسي" - Traduction Arabe en Turc

    • O sandalyede
        
    • koltukta
        
    • O koltuğa
        
    • O sandalyeye
        
    • o sandalyeden
        
    2 gün önce O sandalyede kim oturuyordu bilmek ister misin? Open Subtitles أتريد معرفة من كان يجلس على ذلك الكرسي قبل يومين ؟
    O zamana kadar, O sandalyede oturmaktan başka bir şey yapacak olursa, onu anında mahvedeceğiz. Open Subtitles في هذه الأثناء إن فعل أيّ شيء ما عدا الجلوس هناك على ذلك الكرسي سَنَفْتحُ البنزين وسَيُحرقُ فوراً
    Yapabildiği sürece tüm zamanını O sandalyede harcardı. Open Subtitles لقد احتاجت لقضاء كلّ وقت كان بإمكانها الحصول عليه للجلوس على ذلك الكرسي.
    - Adamın öldüğü koltukta Bay Grosse oturuyor. Open Subtitles السيّد غروس جالس على ذلك الكرسي حيث توفي
    - Çünkü seni O koltuğa oturttuklarında senin aleyhinde olabildiğince şey bilmek istiyorlar. Open Subtitles ، ماسبب ذلك؟ لأنهم يريدون الحصول على أقصى مايمكنهم ضدك عندما يجلسوك على ذلك الكرسي
    Bu koca adamı öldürecek ve ondan sonra da beni O sandalyeye oturtacak. Open Subtitles سيقوم بقتل ذلك الغبي وسيقوم بوضعي بعده على ذلك الكرسي
    Ne olursa olsun o sandalyeden kalkma. Open Subtitles ومهماحدث.. لا تتحرك من على ذلك الكرسي
    Tüm gün O sandalyede oturmaktan sırtın ağrıyordur. Open Subtitles لابد أن ظهرك تقوس بجلوسك على ذلك الكرسي طوال اليوم
    O sandalyede oturmamak için çok dua et bence. Open Subtitles اعقدي اصابعك وتمني بشده ألا تضطري ابدا ان تجلسي على ذلك الكرسي
    O sandalyede otururken pulmoner emboli geçirip ölebileceğini bilemeyeceğin gibi. Open Subtitles نتيجة الإنسداد الرئوى هنا تمامًا على ذلك الكرسي
    O sandalyede biraz daha oturursam kafayı sıyıracağım. Open Subtitles ساعة اخرى على ذلك الكرسي وكان رأسي سينفجر
    6 aydır O sandalyede yaşıyorum. Open Subtitles العيش لستة أشهر على ذلك الكرسي المتحرّك
    O sandalyede oturmadığına sevindim. Open Subtitles عمتي اعتادت أن تجلس على ذلك الكرسي
    The other night I walked past that mirror down there, Geçen gece tam şu aynadan aşağı yürüyordum ki yemin ederim O sandalyede birini gördüm. Open Subtitles "في الليلة الماضية , أنا مشيت مارًا بتلك المرآة بالأسفل هناك" وأكاد أن أقسم بأنني رأيت شخصًا يجلس على ذلك الكرسي
    Dışarıda iki zombi öldüğü halde yine baban o koltukta olsaydı daha çok şaşırdım. Open Subtitles ما شأن هذين الزومبي الميتين هناك سأفاجئ أكثر لو أن أباك كان جالساً على ذلك الكرسي
    Chico, Shameek'in saçını kesmişti tam o önündeki koltukta. Open Subtitles قص"شيكو"شعر"شاميك"على ذلك الكرسي, بجانب المكان الذي تقف فيه تماماً.
    O koltuğa oturdun diye kendini ne sandın? Open Subtitles من تعتقد أنه وضعك على ذلك الكرسي. ؟
    O koltuğa oturur oturmaz. Open Subtitles بمجرد جلوسه على ذلك الكرسي
    En iyilerden olmak istiyorsan götünü O sandalyeye yapıştırıp azmetmen lazım. Open Subtitles إذا أردت ان تصبح من العظماء سيتوجب عليك أن تركن مؤخرتك على ذلك الكرسي إلى أن تدمي مؤخرتك
    Her pazar O sandalyeye oturur, sıcak kakaosunu yudumlar ve Philedelphia sokaklarında büyümek nasıldır anlatırdı. Open Subtitles اعتادت الجلوس على ذلك الكرسي كلّ أحد وشرب كوب من الشكولاطة السّاخنة وتقصّ لي كلّ القصص عن حياتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus