Ne yani Dizlerinin üstüne çöküp adamı öldürdüğünü itiraf etmedi mi? | Open Subtitles | أتقصد أنه لم يجثُ على ركبتيه ويعترف بقتل ذلك الرجل ؟ |
Ara sıra Dizlerinin üstüne çökmek bir insanı iyi yapar. | Open Subtitles | يفعله الرجل الطيب للنزول على ركبتيه مرة واحدة في كل حين |
Pantolonundaki izlere bakarak darbe aldığı için dizlerinin üzerine düştüğünü düşündüm ama ya özür dilemek için diz çöktüyse? | Open Subtitles | افترضت، استنادا إلى الإحتكاك على بنطاله أنه سقط على ركبتيه لأنه ضرب لكن ماذا لو كان على ركبتيه للاعتذار؟ |
Rakibinizi bu şekilde belinden tutup dizlerinin üzerine düşürürseniz 1 puan kazanırsınız. | Open Subtitles | إن أمسكت الخصم من خصره وألقيته على ركبتيه فستحصلين على نقطة واحدة |
Theo bana eşlik etti içeride, dizlerinin üstünde babam vardı. | Open Subtitles | بشرني بالداخل حيث هناك أبي يركع على ركبتيه |
Yani Kyle vurulduğunda dizlerinin üstünde miydi? | Open Subtitles | إذاً كايل كان على ركبتيه عندما أُطلق عليه |
Silahı doğrultunca, bütün barın önünde dizlerinin üzerinde özür diletti. | Open Subtitles | وأجبره على الإعتذار لي وهو منحني على ركبتيه أمام الجميع |
Shelly, Dizlerinin üstüne çöktü... ve sonra Johnny onun kafasını uçurdu. | Open Subtitles | شيلي هبط على ركبتيه وانت تعرف الشيء التالي لقد فجر جوني رأسه |
Eğer Bay Thacker bir geri zekâlı olduğunu anlayıp ve Dizlerinin üstüne çöküp size yeniden düşünmeniz için yalvarırsa o zaman siz de, aslında, sonra yeniden düşünür müsünüz? | Open Subtitles | لو أدرك السيد ثاكير أنه أبله وركع على ركبتيه وإستجدى منك إعادة النظر فما ردك |
Katil kurbanı ilk hamleyle sersemletiyor. Dizlerinin üstüne çöküyor. | Open Subtitles | لذا يباغت القاتل الضحيّة بالضربة الأولى فيقع على ركبتيه |
Şimdi de Dizlerinin üstüne çöktü ve yaka bağır yırtıp açtı. | Open Subtitles | والان هو حقا ينتحب بشده اوه الان يسقط على ركبتيه ويمزق قميصه |
Bakar, bu bir köpektir, Dizlerinin üstüne çömelir. | TED | انه كلب .. لقد وقع على ركبتيه .. |
Evet, bir buçuk yıl sonra Ürdün'deki Petra'da yolcu gemisi olmayan bir seyahatte, dizlerinin üzerine çöküp evlenme teklif etti. | TED | حسنا، بعد ذلك بسنة و نصف، ذهبنا في رحلة غير بحرية إلى البتراء في الأردن، حيث خر على ركبتيه و طلب يدي. |
Sanıyor musunki, dizlerinin üzerine çöküp ağlayarak "Evet, ben yaptım. İtiraf ediyorum" diyecek. | Open Subtitles | أتعتقد انه سيجثو على ركبتيه و يقول لقد فعلتها انا اعترف |
Sanıyor musunki, dizlerinin üzerine çöküp ağlayarak "Evet, ben yaptım. İtiraf ediyorum" diyecek. Bu arada, sözlerime hayat boyu kelimesini ekle. | Open Subtitles | هل تعتقد أنه سيركع على ركبتيه ويعترف أنه قتل زوجتك |
dizlerinin üstünde sürünerek gelen bir adama göre çok uzun gözüküyorsun. | Open Subtitles | انت تتكلم بكبرياء بالنسبة -لرجل جاء يزحف على ركبتيه -يارفاق يارفاق |
Hatta, biri onu öldürmemem için, dizlerinin üstünde yalvardı. | Open Subtitles | حتى أن أحدهم... توسل على ركبتيه لأجل أن يعيش. |
Oğlum dizlerinin üstünde havayı yumrukluyordu... | Open Subtitles | كان ابني جالساً على ركبتيه وكانيلاكمالهواءمنالحماس... |
Gerçek bir baba oğlunu geri almak için dizlerinin üzerinde yalvarırdı. | Open Subtitles | وكان والد حقيقي كان على ركبتيه للحصول على ابنه مرة أخرى. |
Şimdi düşman dizlerinin üzerinde anlaşmaktan başka seçeneği kalmamış hâIde. | Open Subtitles | بأن العدو سيجثو على ركبتيه ولن يكون لديه خيار سوى التفاوض |
Hem de canlı olarak ve dizlerinin üzerinde sürünerek! | Open Subtitles | أريد الملك وأريده حياً زاحفاً على ركبتيه .. |
Şuanda neden dizlerinde çürükler olan benim? | Open Subtitles | ثم الشخص الوحيد الذى حصل على كدمات على ركبتيه الان هو انا؟ |