"على شفير" - Traduction Arabe en Turc

    • eşiğinde
        
    • eşiğindeyiz
        
    • üzereyken
        
    Yıkılmanın eşiğinde olan şehir, yelkenlerimin rüzgarını aldı, biliyor musunuz? Open Subtitles كون المدينة بأكملها على شفير الدمار نوعا ما ذلك ينزع مني الرغبة بالذهاب تعرف؟
    Ülkelerimiz herhangi bir belirsizlikte patlayabilecek bir savaşın eşiğinde. Open Subtitles بلادنا على شفير الحرب التى يمكن اشعالها بعدم اليقين
    Kozamın içinden bu kasabanın kendi kendini yok etmenin eşiğinde olduğunu gördüm. Open Subtitles ومن داخل شرنقتي كان بوسعي تدارك أن هذه البلدة على شفير تدمير نفسها
    Savaşın eşiğindeyiz Chloe ve dünyanın sana ihtiyacı var. Open Subtitles نحن على شفير الحرب يا (كلوي)، والعالم يحتاجك
    Jotunheim ile savaşın eşiğindeyiz. Open Subtitles " نحن على شفير الحرب مع " أونتنهايم
    - Ölmek üzereyken kaptığım bir beceri. Open Subtitles حسنا ، انه نوع من الموهبة اكتسبها عندما كنت على شفير الموت
    Ölümün eşiğinde bekleyen dört yaşında bir oğlan çocuğu. Open Subtitles فتى عمره 4 اعوام على شفير هاوية الموت
    İstihbaratımız orada büyük bir keşfin eşiğinde olunduğunu söylüyor. Open Subtitles {\fnArabic Typesetting}استخباراتنا تدلّ على أنهم .على شفير اكتشافٍ رئيسيّ
    Ülkelerimiz savaşın eşiğinde. Open Subtitles بلدانا على شفير حرب
    Krallık iflasın eşiğinde. Open Subtitles المملكة على شفير الإفلاس.
    Bu şirket, siz Star City'ye döndüğünüzden beri iflasın eşiğinde. Open Subtitles هذه الشركة على شفير الإفلاس قبل عودتك لمدينة (ستار).
    - Öteki taraf yıkımın eşiğinde. Open Subtitles -الجانب الآخر على شفير الانهيار .
    Büyük bir uluslararası krizin eşiğindeyiz. Open Subtitles و نحن على شفير أزمة عالمية
    Bu kavga değil,Elijah. Savaşın eşiğindeyiz. Open Subtitles هذا ليس بنزاع يا (إيلايجا)، إنّنا على شفير حرب.
    Büyük bir savaşın eşiğindeyiz. Open Subtitles " نحن على شفير معركةٍ عظيمة "
    Hiç tam zafere ulaşmak üzereyken bir anda her şeyden vaz geçmek istedin mi? Open Subtitles هل شعرت يوماً أنك على شفير انتصار كبير - ثم تريد الاستسلام تماماً؟ - نعم، بالتأكيد
    Hastanede komadayken ve ölmek üzereyken bunun benim suçum olduğunu biliyordum. Open Subtitles عندما كنتِ في تلك الغيبوبة، في المستشفى... على شفير الموت، وكنت أعي جيداً أني أنا المسئول، كيف كان لي أن أعرف ما ينبغي فعله يا (جولييت)؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus