"على صواب" - Traduction Arabe en Turc

    • haklısın
        
    • haklıydın
        
    • haklıyım
        
    • haklı
        
    • haklısındır
        
    • haklıydı
        
    • haklısınız
        
    • doğru
        
    • haklıdır
        
    • Haklıymışsın
        
    • haklıysan
        
    • haklıysa
        
    • haklıysam
        
    • haklıysak
        
    • haklısınızdır
        
    - Ama şimdi onları düşünmeyelim. - Oh, çok haklısın. Open Subtitles ـ دعنا من التفكير فيهم الآن ـ بالطبع,أنت على صواب
    Sadece iki kişiden, bir adam ve karısından bahsediyorken belki haklısın. Open Subtitles ربما تكونين على صواب عندما كان هناك شخصان ، رجل وزوجته
    Sen haklıydın, Scorpio. Seni dinlememiz gerekirdi. Open Subtitles كنت على صواب , ايها العقرب كان لابد ان نستمع اليك
    "Sadece ben haklıyım. Diğerleri aptal." Open Subtitles فقط كل منهم يعتقد أنه على صواب وكل الآخرون هم البلهاء
    Tırnak içinde söylüyorum, "bu hafta sonu takımımız kazanacak" ve biz bu bilgiyi sadece haklı çıktığımız nadir zamanlarda hatırlayacağız. TED نعلم أن فريقنا سيربح في عطلة نهاية الاسبوع هذه ونتذكر فقط هذه المعلومة في المرات التي نكون فيها على صواب
    Eminim haklısındır. Open Subtitles أنا متأكد أنها نجحت أنا متأكد بأنك على صواب
    100 yıl geçmişti; ancak sonuçta Bouvard haklıydı. TED لقد استغرق الأمر 100 سنة، ولكن في النهاية كان بوفارد على صواب.
    - Çok haklısınız. Ne kadar haklı olduğunuzu bilmiyorsunuz. Open Subtitles نعم انت على صواب انت لاتدرك كم حديثك صحيح
    Bence, bu iki kişi de yanlış söylememişti ama tamamen doğru da değiller. TED ولكن بالنسبة لي، كلاهما غير مخطئ، لكنهما ليسا على صواب أيضًا.
    -Demek hem de kendi işin ha. -Evet haklısın, anne. Open Subtitles انا اعلم انك تستطيع فعل هذا لقد كنت على صواب
    Biliyor musun? çok haklısın. Bu adam bir alkışı hak etti, çünkü bu adam hükümetimizin ne kadar duyarsız olduğunu biliyor. TED أتعرف أنت على صواب. لابد أن نصفق له. لأن هذا الرجل يعلم كم هي حكومتنا غير حساسة.
    Sanıyorum haklısın, canım. Korkarım bir kızkurusu olup çıkacak. Open Subtitles لنفترض أنك على صواب ولكن أخشى أن يفوتها قطار الزواج
    haklısın. Aklı başında bir kadın göster bana. Open Subtitles أنت على صواب أحصلى لى على امراه تعرف عقلها جيداً
    haklıydın, Johnny. Ne yaparsan yap başaramıyorsun. Open Subtitles لقد كنت على صواب , لا يمكن الفوز مهما فعلت
    Baştan beri haklıydın. Bir ismin peşine düşmek aptalca. Open Subtitles كنتِ على صواب بخصوص .هذا الامر كله، من البداية
    Tamam. Benim korkum yok. haklıyım ve o, tam bir otlakçı. Open Subtitles طيب ، لست خائفـة أنـا على صواب و هو مستَجد بالكــامل الذي يترجـى للحصول على الأشياء مجانـا :
    Ya haklıyım ve o sorunun ne olduğunu biliyor ve bunu kabul edemeyecek kadar inatçı. Open Subtitles إما أن أكون على صواب و هو يعرف أنه خطأ و لكنه عنيد جداً لكي يعترف
    haklı olsan bile benimle bu şekilde konuşman biraz acımasızlık değil mi? Open Subtitles وهب أنك على صواب أفلا تكون أنت قاسيا حين تعاملني هذه المعاملة؟
    Ama eminim sen haklısındır. Eminim geçici bir şeydir. Open Subtitles لكني متأكدة أنك على صواب ومتأكدة أني سوف أتخلى عن هذه الفرصه
    Annem mi haklıydı yoksa Teğmen Dan mi, bilemiyorum. Open Subtitles لا أعرف إن كانت أمى على صواب أم الملازم دان
    - Evet, belki haklısınız. Hemen... - Ben yaparım. Open Subtitles اعتقد انك على صواب ،،سأصلحها انا وكما انت
    Gelenekselci lider ise her zaman doğru olmayı ister, halbuki yaratıcı lider doğru olmayı umar. TED القائد التقليدي يحب دائما ان يكون على صواب، في حين أن القائد المبدع يأمل أن يكون على صواب.
    Ama belki de onlar haklıdır. Open Subtitles لاكن من الممكن أن يكونوا على صواب
    Hayır. Haklıymışsın. Hiç bir haritada gözükmüyor. Open Subtitles لا ، أنت كُنْتَ على صواب هى لَيست على أيّ خريطة
    Çünkü eğer haklıysan bana bir üçlü kazandırdın. Open Subtitles ذلك لأنكِ لو كنتِ على صواب فقد حققتِ لي الثلاثية
    Eğer o haklıysa ve bu arayıcıların bizi geri götürmesine izin verirsek bu bizim susturulmamız için güzel bir şans olacaktır. Open Subtitles إذا كان على صواب وسمحنا لهؤلاء الباحثين باعادتنا فهناك احتمالٌ بأنه سوف يتم أعدامنا
    haklıysam, muhtemelen bu binadaki herkesin hayatını kurtarırsınız. Open Subtitles و اذا كنت على صواب فأنك ستنقذ حياه الموجودين هنا
    Biliyorum, ama eğer haklıysak rol yapmamamız daha iyi. Open Subtitles أعلم, لكن ستكون أسوأ لو كنّا على صواب ولم نفعل شيئاً حيال ذلك.
    Umarım haklısınızdır. Open Subtitles نعم يا سيدى أتمنى أن تكون على صواب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus