Ve kadının polis şefi olan bir adamla bir ilişkisi var. | Open Subtitles | و كانت على علاقة غرامية بهذا الشخص, رئيس الشرطة |
Bu da, Başkan ile Jeannine Locke'un... bir ilişkisi olduğunu onaylandığını düşünmemize neden oluyor. | Open Subtitles | والتي, في رأيي, يؤكد الى حد كبير جانين أن لوك كانت على علاقة غرامية مع الرئيس |
Yani Harriet Lichtman ile bir ilişkin yok mu? | Open Subtitles | لقد أردت فقط معلومات داخلية كي تستطيع المراهنة في المقهى إذاً أنت لست على علاقة غرامية مع هاريت ليكمان |
Silahınla bir yasak ilişkin vardı. | Open Subtitles | هل كنت على علاقة غرامية مع بندقيتك |
Siz ikiniz çıkmaya başlamadan önce babanla ilişkisi vardı. | Open Subtitles | كانت على علاقة غرامية مع ابيك قبل أن تتواعدا |
Müşterisi Joseph Briggs'le bir ilişkisi olmuş. | Open Subtitles | كانت على علاقة غرامية مع أحد مرضاها جوزيف بريغز |
Charles ve ben ilişki yaşadık. | Open Subtitles | كان تشارلز وأنا على علاقة غرامية. |
Renee'nin Profesör Larson'la ilişkisi varmış, adam yangında ölmüş ve Renee kasten | Open Subtitles | حسن جدا حسنا حسنا حسنا إذاً فـ رينيه كانت على علاقة غرامية بالبرفسور لارسون |
bir ilişkisi olduğunu kendin söylemiştin, ki biz de bunu onayladık. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلت أنها كانت على علاقة غرامية هذا الأمر تم تأكيده |
Müşterisi Joseph Briggs'le bir ilişkisi olmuş. | Open Subtitles | كانت على علاقة غرامية مع أحد مرضاها جوزيف بريغز |
Roger ile bir ilişkisi olduğunu sanıyordu ama o yanılıyordu ve sende yanıldın. | Open Subtitles | على علاقة غرامية مع زوجها روجر لكنها كانت مخطئة وأنت أيضا |
Harika. Gigglesworth iyileşti. Demek ki karımla bir ilişkin yok. | Open Subtitles | رائع مستر جوجليزويس يبدوا ممتاز وأنت لست على علاقة غرامية بزوجتي |
Harika. Gigglesworth iyileşti. Demek ki karımla bir ilişkin yok. | Open Subtitles | رائع مستر جوجليزويس يبدوا ممتاز وأنت لست على علاقة غرامية بزوجتي |
Grant Holden'ın başrol oyuncularından biriyle ihtiraslı bir aşk ilişkisi var. | Open Subtitles | أن "جرانت هولدين" على علاقة غرامية متقدة مع أحد الممثلات معه |
Pislik herifin başka biriyle ilişkisi var. | Open Subtitles | ذلك اللقيط اللعين على علاقة غرامية |
Kocanı öldürmeye karar vermeden önce Spenser'la ne zamandır ilişkin vardı? | Open Subtitles | منذ متى وأنتِ على علاقة غرامية مع (سبنسير)، قبيل أن تقتلين زوجكِ؟ |
Profesör Stein'la ilişkin vardı. | Open Subtitles | كنتِ على علاقة غرامية بالأستاذ (ستاين). |
Bir Batı Almanya istihbarat memuruyla ilişkisi vardı. | Open Subtitles | كانت على علاقة غرامية مع ضابط مخابرات من ألمانيا الغربية |
Babanla bir ilişkisi vardı. | Open Subtitles | كانت على علاقة غرامية مع والدك |
Gangsterin fahişesinin kakao renkli şarkıcıyla ilişkisi varmış. | Open Subtitles | كان مومس العصابة على علاقة غرامية سريّة مع المغني الأسمر. |