"على علمٍ" - Traduction Arabe en Turc

• biliyordu
• biliyordun
• haberin var
• aşina
• farkında
• haberi var
• bildikleri var

dedi. Ne olduğunu, uzmanların, doktorların ve internetin bilmediğini ve bunu nasıl atlatmak istediğini biliyordu.
كانت على علمٍ بما يحدث، كانت تعرف ما لم يعرفه الأطباء والخبراء، والإنترنت. كيف تريد أن تمر بهذا.

- O masumdu ve herkes bunu biliyordu.
لقد كان بريئًَا والجميع كان على علمٍ بهذا الأمر

Burada neler yapıldığını biliyordun ama acı çekmeme izin verdin.
لقد كنتِ على علمٍ بما كان يحدث لي في الأسفل، ولكنكِ تركتيني أعاني

O raporların izlerinin zimmetine para geçirmiş gibi görüneceğini biliyordun.
كنت على علمٍ بأنّ أثر الوثائق ستجعله يبدو وكأنّه كان يختلس الأموال من الشركة.

Oscar kardeşine saldırdığından haberin var mıydı?
هل كنت على علمٍ بأن أوسكار قد إعتدى على شقيقتك؟

Beni görmeye Santo Domingo'ya geldiğinde güçlerimden haberin var mıydı?
عندما أتيتِ لرؤيتي في "سانتو دومينغو" هل كنتِ على علمٍ بقواي ؟

Lütfen en azından,neler yazdığına aşina olmak için birkez okur musun?
,أيمكنكِ رجاءاً قراءتها حتى تكوني على علمٍ بما قلتيه فيها؟

Bir kez bu olgunun farkında olduğunuzda olumlu geri dönütleri toplayarak ve yeniden değerlendirerek kendi sahtekârlık duygunuzun üstesinden gelebilirsiniz.
ما إن تصبح على علمٍ بالظاهرة، يمكنك أن تحارب متلازمة المحتال عندك عبر جمع ومراجعة ردود الفعل الإيجابية.

Baş arayıcının bundan haberi var mı? Hayır...
هل الباحث السامي على علمٍ بهذا ؟

Kable'ın geçmişinde, bu şeyle ilgili bildikleri var. Senin bile bilmediğin şeyler.
لدى (كيبل) ماضٍ وهو على علمٍ بذلك أمورٌ لا تعرف عنها أنت

Ama 10'da sizinle buluşacağını biliyordu, Yerine beni gönderdi.
على علمٍ أ، سيجتمع بك بتمام .. العاشرة، لذلك أرسلني لأغطي عليه

Ve üründe oluşan arızaları da biliyordu.
و كان .. على علمٍ بسلسة الأخطاء في نموذجها

Diğeri diyor ki ne için ödediğini biliyordu.
والقول الآخر ، بأنّها كانت على علمٍ بما قامت بالدفع له

Yapma. Lycastus, bu günün geleceğini daima biliyordun.
ليكاستوس)، كنت على علمٍ) بأن هذا اليوم سيأتي

Anahtarın Vector'un ofisinin bir köşesinde olduğunu da biliyordun.
وكنتِ على علمٍ أن المفتاح كان في مكان ما هنا (في مكتب (فيكتور

Yani gerçekten haberin var mıydı?
إذن كنتِ على علمٍ بالامر مسبقًا ؟

Eric'in alkol geçmişinden haberin var mıydı?
هل كنتِ على علمٍ بأن (إيريك) كان مدمناً للشراب ؟

Ceza hukukuna çok aşina görünüyorsun.
تبدو على علمٍ بقانون العقوبات القضيبي

Merhaba Evan, adım Amanda. Hiç tanışmadık ama eskiden yönettiğim kuruma aşina olduğunu düşünüyorum.
مرحبًا يا (إيفان)، اسمي (أماندا)، نحن لم نلتقي من قبل ولكني متيقنة أنكَ على علمٍ بمنظمة كنت أديرها

Bu hareketlerin yasak olduğunu farkında değilim.
أنا لستُ على علمٍ بأن أياً من هذه التصرفات غير قانوني

Artık haberi var, benim sevgili ağacım.
حسنٌ، إنّه على علمٍ الآن ياعزيزتي

Ne demek istiyor? Kable'ın geçmişinde, bu şeyle ilgili bildikleri var. Senin bile bilmediğin şeyler.
لدى (كيبل) ماضٍ وهو على علمٍ بذلك أمورٌ لا تعرف عنها أنت