"على فراش" - Traduction Arabe en Turc

    • döşeğinde
        
    • döşeğindeyken
        
    • yatağında
        
    • döşeğimde
        
    • yatakta
        
    • döşeğine
        
    • döşeğindeki
        
    Ölüm döşeğinde daha mantıklı ve neşeli davranan hastalarım oldu. Open Subtitles تعاملت مع مرضى على فراش الموت، كانوا أشد مراعاةً منك
    Yani işin doğrusu ölüm döşeğinde. Seni son kez görmek istiyor. Open Subtitles في الحقيقة، إنها على فراش الموت وتريد أن تراك للمرة الأخيرة
    Karıma ölüm döşeğinde Lindsey'yi korumak için ne gerekirse yapacağıma söz verdim. Open Subtitles وعدت زوجتي على فراش موتها انني سأقوم بأي شيء ضروري لحماية ليندسي
    En son anlarında ölüm döşeğindeyken bile hiç unutmayacağı şeyler vardı. Open Subtitles بالنهاية، حتى على فراش موته. كانت هنالك أشياءً لمّ ينساها قطّ.
    Bu tarihe, Kral ölüm döşeğindeyken falcıyla birlikte karar verdi. Open Subtitles لقد قرر الملك هذا الموعد طبقاً للتنجيم على فراش موته
    Bahse girerim, daha önce bir erkekle otel yatağında oturmamışsındır? Open Subtitles أراهنك أنك لم تجلسى أبداً على فراش فندق مع رجل
    Merklanma tatlım. Eğer yanılıyorsam, ölüm döşeğimde cayarım. Open Subtitles لا تقلقي يا عزيزتي ، إذا كنت مخطئ فسأعود للدين الصحيح على فراش موتي
    Bana bir iyilik yap da ölüm döşeğinde olursam içimi rahatlatmaya kalkma. Open Subtitles أسدني معروفاً عندما أكون على فراش الموت لا تحاول أن تُـهوِّنُ عليَّ
    Tanıdığınız birkaç ünlünün ölüm döşeğinde yanındaydım. TED لقد وقفت على فراش موت العديد من المشاهير الذين ربما تعرفونهم
    Senin görmek istediğin tek şey, babamın ölüm döşeğinde olması. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى تودين رؤيته هو عذاب الوالد على فراش الموت
    Bunu sana ölüm döşeğinde vermişti... ve hayatının sonuna kadar birlikte olmak istediğin kadına vermen için söz verdirtmişti. Open Subtitles عطتك إياه على فراش الموت و جعلتك تقسم أنك ستعطيه للمرأة التي تريد أن تقضي باقي عمرك معها
    Bunu sana ölüm döşeğinde vermedi mi... ve sonsuza kadar seveceğin kadına vermen için yemin ettirtmedi im? Open Subtitles ألم يعطيك أياه وهو على فراش الموت و جعلك تعده بأنك ستعطيه للمرأة التي ستتزوجها
    Ölüm döşeğinde babam yukarıdan beni izleyeceğini söylemişti. Open Subtitles أبى قال لى وهو على فراش موته أنه سيراقبني من فوق السماء
    Annem ölüm döşeğindeyken babam otelinde bir kokteyli organize ediyordu. Benim için mi? Open Subtitles عندما كانت تحتضر أمّي على فراش الموت، كان يفتتح أحد الفنادق من أجلي؟
    Fraunhofer ölüm döşeğindeyken hükümet, onun optik camların yüksek teknolojisine ilişkin değerli bilgilerini en ufak ayrıntısına kadar muhafaza etmek istiyordu. Open Subtitles على فراش موته ناضلت الحكومة لحفظ كل شاردة من معرفته الثمينة عن التقنية العالية في مجال البصريات
    Babam ölüm döşeğindeyken, benden söz vermemi istedi ki... Open Subtitles وعندما كان أبي على فراش الموت، طلبمنيأن أقطعوعداً..
    Ölüm döşeğindeyken, ve etrafında bir çok kişi oturuyorken, özellikle de yakın dostları ve ailesi ordayken, herkesin susmasını istedi. Open Subtitles وعندما كان على فراش الموت محاط بأهل بيته وأصحابه خاصة
    Ona, o ölüm döşeğindeyken, Shankar'ın Avanti'yle evleneceği sözünü verdi. Open Subtitles وعده على فراش موته بأن شنكار سيتزوج من أفانتى
    Ya bir hastane yatağında anlattığın kadar kötü bir durumda yatarken doktorlar sana sıra dışı önlemlerden bahsederlerse ne olacak? Open Subtitles انصتي، إن كنت أرقد على فراش بمشفى وحالتي مزرية، لتصل بنا إلي هذا المدى بأن طبيب يحدثكِ عن إجراءات إستثنائية
    ..en küçük düşürücü şey, hasta yatağında ağrı içinde ölmektir. Open Subtitles أكثر شئ إذلالاً أن يموت . مُتألّماً على فراش المرض
    Sanırım hayatımı günahkarca yaşayıp ölüm döşeğimde tövbekar olacağım. Open Subtitles أفضل أن أختار حياة الرذيلة، وأتوب وأنا على فراش الموت
    Rüyamda, eski çürük bir yatakta yatıyordum ve sürekli duvara vurup duruyordu. Open Subtitles في حلمي، أنا أستلقي على فراش قديم مخلخل وما يفتأ يرتطم بالحائط
    Hayatları boyunca hiç bir şeye inanmayan insanlar gördüm ve ölüm döşeğine düşünce bir anda... Open Subtitles ارى اِناس يقضون حياتهم دون الايمان بأى شيء و فجأة على فراش الموت يتخلون عن فكره
    Kemoterapi sırasında, Bronnie Ware'in bir kitabını okudum, ölüm döşeğindeki insanların dilekleri ve pişmanlıkları hakkındaydı. TED أثناء علاجي الكيميائي، قرأت كتاباً لبراوني وير التي تحدثت عن أمنيات وحسرات من هم على فراش الموت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus